Borçlu şirket ile alacaklı banka tacir olduğundan, takibe konu bonoda yer alan yetki (kaydının) sözleşmesinin geçerli olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinin tespiti ve sözleşme kapsamında tesis edilen şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davanın gayrimenkulün aynı ile ilgili olmadığı- Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve uzlaşma protokolü ile ibranamede İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edildiğinden, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu- Yetkisinin kesin olduğu hallerde yetki dava şartları arasında sayıldığından,davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Tacir olmayan avalisti yetki sözleşmesinin bağlamayacağı-
Temlik sözleşmesinden kaynaklanan para alacağı, alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ve davacı gerçek kişi olup, yetki sözleşmesi de yapamayacağından, davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğu-
Davalının tacir olup olmadığı araştırılmadan yetki şartının geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği (HMK. mad. 17)- Yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen yabancı uyruklu davacı, Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının, davaya bakma hususunda "yabancı devlet mahkemelerinin yetkili bulunduğu" yolundaki itirazının iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturacağı (MÖHUK. mad. 47, TMK. mad. 2)-
Şikayetçinin ve alacaklının tacir olduğuna ilişkin dosya içinde bir belgenin bulunmadığı görüldüğünden, HMK. mad. 17 uyarınca, taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin de geçerli olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği (HMK. mad. 5)-  Alacaklı ile borçlu arasında yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunması halinde, alacaklının iptal davasını sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesinde de açabileceği- Bonodaki taraflar tacir olduğundan, takibe esas bonolardaki yetkili kaydında gösterilen mahkemenin yetkili olduğu- Yetki sözleşmesi (kaydı), geçerli olduğundan, bu sözleşmenin (kaydın)  zorunlu dava arkadaşı durumundaki borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişileri de bağlayıcı olduğu-
Kooperatifin ortaklarına ya da ortakların bu sıfatla diğer ortaklar veya kooperatife açacağı davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı, anılan yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğu, bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK. mad. 114/1-ç ve 115/2 uyarınca asıl dava ile birleşen davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine karar verildiği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile düzenleyen borçlu şirket arasında geçerli olup düzenleyen borçlu şirket yönünden takibin kararlaştırılan yerde başlatılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
Davacı ile davalı arasında imzalanan mal alım-satım ve yatırım destek sözleşmesinde HMK.'nun 17. maddesi gereğince yer alan yetki şartının munhasır yetki şartı olup kesin yetki şartı olmadığı- İtirazın iptali davasında yetki şartı ileri sürülmediği halde münhasır yetki şartının kesin yetki şartı olarak değerlendirilerek yazılı karar verilmesinin doğru olmadığı-