Her iki dava yönünden davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi ve her bir dava yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmamakla birlikte davalı borçlu ve üçüncü kişi mecburi dava arkadaşı olup red sebepleri de aynı olduğundan lehlerine tek vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Temyiz ve karar düzeltme istemi red edilerek bu taleplerinde haksız olduğu sabit olan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı-
Davalılar kötü niyetli olmadığı, bu hali ile haklı oldukları sabit olduğundan bu davalıların yargılama giderinden sorumlu olmamaları ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu- Davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama giderinin davadaki haklılık durumuna göre takdir edilmesi gerektiği- Somut olayda davalıların haksız olduğu gerekçesi ile mahkemece de buna uygun olarak karar verilmiş olmakla birlikte hüküm fıkrasında temyiz masrafının davacıdan tahsiline karar verilmesi, aynı zamanda hüküm fıkrasında çelişki oluşturması, usul ve yasaya aykırı olduğu ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Davalılar ve borçlunun haksızlık durumları sabit olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu olacakları, diğer davalılar ve borçlunun davalıya sattığı taşınmaz ile ilgili olarak haklılık durumları tartışılarak oluşacak sonuca göre yargılama giderlerinden sorumlulukları belirlenmesi gerektiği- Davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinde esas hakkında karar verilmediğinden, maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken nisbi harca hükmedilmesinin hatalı olduğu-
İhtiyati haciz kararı için red kararı temyiz edilmiş ise de, mahkemece davanın esası hakkında karar verilerek, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği UYAP kayıtları ile sabit olduğu bu nedenle de talebin konusu kalmadığından red kararının onanacağı-
İcra dosyalarına vazgeçme beyanı sunulmuş olup davacı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi ekinde yer alan protokol başlıklı belgenin taraflarca imzalı aslının da taraflardan temini suretiyle, davacı vekilinin beyan dilekçesi ile birlikte mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Davalı borçlu ile davalı 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve davanın ret sebebi aynı taşınmaza yönelik olduğundan kendisini vekille temsil ettiren bu davalılar yararına tek bir vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Tavzih talebine ilişkin verilen kararın temyizi kabil olduğu- 6183 sayılı Kanun uyarınca alacağı temlik alan davalıların icra yolu ile takip edilebilmesine imkan veren bir hüküm kurulmadığından, ilamın hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin 6183 sayılı Kanun gereğince haciz yoluyla "temlik alanlar hakkında takip yapılmasına" olanak verecek şekilde açıklanması ilişkin tavzih talebinin reddine dair kararın isabetli olduğu-
Davalılar tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde, davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı- İstinaf başvurusunda bulunmayan tarafa ilk derece mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanınamayacağı- Davalı tanığının beyanları dikkate alındığında, İİK. mad. 280 kapsamında bu davalının, davalı borçlunun mali durumunu bildiğinin kabulü gerektiği-
Borçlunun taşınmazlarını eşinin kardeşine, sonra da oğluna satması halinde, söz konusu tasarrufların iptali gerektiği- Tasarrufun iptali davasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdiri ve ayrıca davacıdan peşin alınan harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-