Davada taraf ehliyetine sahip olabilmek için, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin olması gerektiği- Yargılama sırasında taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya ret etmiş ise bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği- Gecikmesinde sakınca bulunun hallerde davayı takip için kayyım atanacağı- Yargılama devam ederken davalılardan birinin ölmesi halinde taraf teşkilinin sağlanması mahkemenin resen ele alması gereken konulardan olduğundan mahkemece ölü davalının mirasçılarının davaya dahili için davacıya süre verilmeli, bu suretle taraf teşkili sağlanarak davaya devam olunması gerektiği-
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğinden, vekalet ücreti yönünden tarafların haklılık ve haksızlık durumlarının tespiti yapılarak oluşacak sonuca göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
"..Açılan tasarrufun İptali davalarının iflas masasında takip edilmesine" dair 2. alacaklılar toplantısında alınan karar gereğince, iflas masasına dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Davacılar vekili 2 davacı hariç diğer tüm davacılar yönünden feragat dilekçesi verilmesine rağmen, mahkemece feragat beyanı bulunmayan davacılar yönünden de davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İstinaf başvurusuna ilişkin olarak davacının davadan feragat etmesi nedeniyle, yerel mahkeme ilamının düzeltilmesi ile esasa ilişkin olarak feragat nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacı şirket iflas ettiğinden, davacı vekilinin müvekkili şirket ile aralarındaki vekalet ilişkisinin sona ereceği ve davayı takip yetkisi de verilmediği için dava ehliyetinin kalmadığı- İflas dairesine duruşma günü bildirilip, davayı takip edip etmeyecekleri sorulmadığından, taraf teşekkülünün sağlanmadığı- Mahkemece, iflas dairesinden davayı takip edip etmeyecekleri sorularak, devam etme iradesinin bildirilmesi halinde yargılamaya iflas dairesi ile devam edilmesi aksi halde davacının aktif dava ehliyeti kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olduğu, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olmasının zorunluğu olduğu- Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği-
Davacı vekili, tasarrufun iptali davasından feragat ettiğinden, feragatin kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğaracağı- Taraflar, karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebileceğinden feragata ilişkin bir karar verilmesi için kararın bozularak dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın ilk satış sırasındaki değeri ile 2. satış sırasında gerçek değerine yönelik iki bilirkişi raporu arasında fark oluştuğundan, mahkemece daha önce dinlenen bilirkişiler dışındaki 3 kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan taşınmazın satış tarihlerindeki gerçek değerinin belirlenmesi amacıyla taşınmaz başında keşif yapılarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması gerektiği-
Borçlunun borcun doğumundan sonra adına bir aracı kızkardeşinin kocasına, diğer aracını da önceki ortaklarından olduğu ve tasarruftan kısa süre öncesine kadar diğer davalı borçlunun kızkardeşinin ortağı olduğu davalı şirketine devrettiği ve araçların daha sonra dördüncü kişilere devredildiği anlaşıldığından, İİK. mad. 283/2 uyarınca davalı üçüncü kişilerin dava konusu araçları ellerinden çıkardıkları tarih itibariyle değerleri nazara alınarak hesaplanan tazminatın, takip konusu icra takip dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-  İcra dosyasına atıf yapılmamasının infazda karışıklığa ve tahsilde tekerrüre neden olabileceği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu- Somut olayda, davalılar yönünden hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken infazda kuşku yaratacak şekilde isim zikredilmeden, hangi davalı olduğu belirtilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu- Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinde esas hakkında bir karar verilmediğinden karar ve ilam harcının maktu olarak hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nisbi olarak hükmedilmesi de isabetsiz olduğu bu yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanacağı-