"Taraf teşkili" kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetileceğinden, aralarında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunan "borçlu" ya da "üçüncü kişi"nin açılan davada davalı olarak gösterilmemiş olması halinde, bu kişiye usulüne göre dava dilekçesi tebliğ edilip, kendisine savunma olanağı tanınmadan tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılamayacağı–
01.07.2012 tarihinden itibaren açılan tasarrufun iptali davalarına görevli mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesince bakılacağı- İhtiyati haciz talebinin de görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Suça konu tasarrufun iptali davasının sonucu beklenerek sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Davalı borçludaki alacağının ticari ilişkiden kaynaklandığını ileri süren davacı alacaklının sunduğu bononun, bu ticari ilişki nedeniyle tazmin edilmiş olup olmadığının saptanması için ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Davacı vekili müvekkilinin davalıdan olan vergi alacağı nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borçlu davalının amme alacağının tahsilini önlemek amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptali davasında, davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılamayacağı, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan satış işleminin iptalinin talep edilmesi gerekeceği-
Bir davada taraflarca öne sürülen maddi olayların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HMK. mad. 33 gereğince hakimin doğrudan görevi olup , davalı hakkında açtıkları tazminat davası sırasında kusur raporu alındıktan sonra kendisine ait taşınmazı alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla davalı üçüncü kişiye onun da dördüncü kişiye sattığı ileri sürülerek yapılan muvazaalı satışın iptali talebi ile dosyaya aciz belgesi ibraz edilmeden açılan davada, davacının dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın TBK.nun 19. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği- TBK'nun 19. maddesindeki genel muvazaaya dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında davacının aciz belgesi ibraz etmek zorunda olmadığı-
Davacının alacağının dayanağı olan kambiyo senedinde yetkili kılınan yer mahkemelerinin, davalı borçlu ve zorunlu dava arkadaşı olan davalı üçüncü kişi aleyhine açılan tasarrufun iptali davasında yetkili olduğu-
Tasarrufun iptali davalarının ticari nitelikte olmadığı, asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisinin görev ilişkisine dönüşmüş olmasının da davaya ticari bir nitelik kazandırmayacağından açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının ticari nitelikte olmadığı, asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisinin görev ilişkisine dönüşmüş olmasının da davaya ticari bir nitelik kazandırmayacağı-
Borçlu tarafından, davalı üçüncü kişiye satılan taşınmazın, borçlunun ailesi tarafından kullanılıyor olmasının, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği; davalıların 1985 yılından beri arkadaş oldukları ve birlikte bir spor kulübünün yönetiminde yer aldıkları ve bu hali ile davalı borçlunun içinde bulunduğu durumun davalı 3.kişi tarafından bilenebilecek nitelikte olduğu davalı borçlunun mal kaçırmak amacıyla devri gerçekleştirdiğinin kabulü gerektiği-