6183 s. AATUHK'nun 24 vd. maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada davalıların ikametgah yeri olan mahkemenin yetkili olduğu; bu tür davalarda aciz belgesi sunulma zorunluluğu bulunmadığı; davalının eniştesi olan borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların 6183 s. AATUHK'nun 30. maddesi gereğince iptale tabi olduğu ve davacı idare yararın maktu vekalet ücretine takdir edilmesi gerekeceği-
Takip konusu borcun doğum tarihinden önce olduğundan ve tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinden önceki tasar­rufların iptali istenemeyeceğinden davacının davasında haksız olduğu ve bu durumda davaya sebebiyet veren davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz yönünden davalı borçlunun bir tasarrufunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği halde yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali dosyasına bakan mahkemece, İİK. mad. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, "ihtiyati tedbir" mahiyetinde olduğu- İhtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, kararı veren mahkemeye ait olduğu, ihtiyati tedbir kararının icra müdürlüğünce uygulanmış olmasının bu durumu etkilemeyeceği, icra müdürünün,ihtiyati tedbir infaz memurluğu görevini yapmakta olduğu-
6183 s. Kanun'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesinin gerekeceği-
Zabıta araştırmasından yerleşim yeri yurtdışında olduğu anlaşılan davalıya karar tebliği ile dava dilekçesi tebliğinin usulüne uygun olmaması nedeniyle taraf teşkili sağlanmadan kurulan hükmün isabetsiz olduğu- Davalı borçlu ile lehine tasarrufta bulunduğu üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davalı üçüncü kişinin tek başına ileri sürdüğü yetki itirazının hukuki sonuç doğurmayacağı-
3. kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacının dava konusu aracı hacizden önce satın aldığı, mülkiyetin davacıya geçtiği (2918 s. KTK. mad. 20/d), bekletici mesele yapılmış olan  tasarrufun iptali davasının reddedildiği, ret kararının kesinleştiği, noter satışı ile mülkiyetin davacı 3. kişiye geçtiği, davacının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, haczin kaldırılmasına, davanın açılmasına davacı sebep olduğundan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu- Bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceği-
İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde, iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmadığı-İİK.nun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bıraktığı (İİK. m. 281) bu nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkemenin bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre de iptal kararı verebileceği -
Üçüncü kişinin mal veya hakkı dava sırasında elinden çıkarması veya elinden çı­kardığının dava sırasında öğrenilmesi halinde, davanın ıslahına gerek olmadan davacı alacaklının davaya bedel davası olarak devam edilmesini isteyebileceği veya devralan 4. kişi davaya dahil ederek davaya devam edilebileceği-
Davacı taraf daha dava açılırken tercihini tazminat olarak kullanmak suretiyle borçlu davalı ve kendi­sinden satın alan 3. kişi konumundaki diğer davalı aleyhine tazminat is­temli dava açmış olup bu durumda mahkemece borçlu davalı ile 3. kişi konumundaki diğer davalı şirket arasındaki tasarrufa ilişkin olarak inceleme ve araştırma yapılması gerektiği-  6. kişi davaya dahil edildiğine göre, 4. ve 5. kişilerin davaya dahil edilmemesinin hatalı olduğu-