Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğu, somut olayda davalıların kardeş olmasından dolayı tasarrufların iptale tabi olduğu- 6183 s. Kanun'un uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
Davalılar hükümden önce yargılama giderleri ve vekalet ücretinden feragat ettikleri halde davalılar lehine ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacının delil olarak dayandığı banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp bu yönde delil toplanmadan davacı bankanın beyanı doğrultusunda açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Davalı idarenin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-
Vekili olan avukatın istifa ettiği Almanya'da yaşayan davacı-asile bildriilmiş olup, duruşma saatinden önce mahkemeye ulaştığı anlaşılan sağlık rapor içeriğine göre "elden aşağısının felçli ve bakıma muhtaç durumda olduğu" anlaşılan davacının duruşmada mazeretli olduğu kabul edilerek, mazeretinin kabulü ile yeni duruşma gününün kendine bildirilmesine karar verilmesi gerekirken, dosyanın HMK'nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılması ve akabinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davalarının mut­lak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarrufları­na yönelik bulunmasına bundan dolayı da asliye ticaret mahkemesinde değil asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücretinin tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile davacının aciz vesikasına bağlanan alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki (bedele dönüşme halinde elden çıkarma tarihindeki) değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekeceği-
Asliye hukuk mahkemesince taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir ve İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz şerhinin sehven işlenmediğinin anlaşıldığından, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin, sadece ihtiyati tedbir şerhi değil, aynı zamanda ihtiyati haciz şerhi olduğu- İİK. mad. 281/2 uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği- Mahkemenin tasarrufun iptali davasının ilk kabul kararının tarihinin, şikayet olunanın ihtiyati haczinin, kesin hacze dönüştüğü mahkemenin tasarrufun iptali davasını kabul kararı tarihinden önce olduğu ancak sonra kabul edilen davanın kesinleşmiş olduğu, İİK. mad. 268 ve 100. maddeleri uyarınca, ihtiyati haczin tatbikinden sonra kesin hacze dönüşmeden önce aynı malları diğer alacaklı tarafından haczedilirse, ihtiyati haciz alacaklısının sonraki hacze aynı derecede iştirak edeceği, taşınmaz üzerine ilk ihtiyati haczin şikayetçinin alacaklı olduğu davadan konulduğu, şikayet olunan lehine sonra konulan ihtiyati haczin önceki ihtiyati haciz kesinleşmeden konulmuş olması nedeniyle aynı derecede iştirak edeceği-
Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda davalılar vekilleri davacı iddiasının açık olmadığı gibi yerinde de olmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddi ile ihtiyati tedbir ve haciz kararının kaldırılmasını talep etmişse de mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiği, davalılar vekillerinin talepleri üzerine ihtiyati haczin (ihtiyati tedbirin) kaldırılması taleplerinin reddine karar verildiği, dosya içeriğinin, davalıların durumlarının, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi sonucunda mahkemece tesis edilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalılar vekillerinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu, öte yandan dava konusu alacağın yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanmış olmasına göre mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararının usule ve hukuka uygun bulunduğu davalı tarafın ihtiyati haczin kaldırılması talebinin yersiz olduğuna- ihtiyati haciz kararının kaldırılması taleplerinin reddine-
Tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklının, davalı borçludaki alacağının gerçek bir alacak olması koşulu ile borcun (davacının alacağının) iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olmasının davanın ön koşulları olduğu- Tasarrufun iptali davasının önkoşul yokluğu nedeniyle reddi halinde, davalı lehine maktu vekalet ücreti takdiri gerekeceği-