İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Şikayet konusu edilmeyen bir husus hakkında icra mahkemesince doğrudan doğruya (re’sen) ‘icra emrinin iptaline’ karar verilemeyeceği–
Borçlu tarafından, ‘ilama dayalı olarak yapılmış olan infaz işleminin ilama uygun olmadığı’nın ileri sürülmesi halinde icra mahkemesince –mümkünse dayanak ilamdaki bilirkişilerden de yararlanılarak- yerinde keşif yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
İlamın hüküm bölümünde infaza yönelik herhangi bir karar verilmeyerek ‘sulhun tasdiki’ ile yetinilmişse, icra mahkemesinin ve icra müdürünün, yorum yolu ile ilamın infaz edilecek kısmını belirleyemeyeceği; karşılıklı edimleri içeren, şarta bağlı sulhun icra yoluyla infaz kabiliyeti bulunmadığı–
Takip dayanağı ilamda ‘dava tarihinden itibaren alacağın reeskont faizi ile birlikte tahsiline’ karar verilmiş olması halinde, icra müdürlüğünce TC. Merkez Bankasından reeskont faiz oranlarının sorularak hesaplama yapılması gerekeceği–
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine temerrüt nedeniyle tahliye davası açılarak elde edilen ilama dayanarak borçluların tahliyesini talep ettiği, infaz sırasında hazır bulunan şikayetçi 3. kişilerin ise icra dosyasına başvurarak taşımazda bulunmalarının haklı nedene dayandığını, bunu ispatlar delilleri bulunduğunu belirterek İİK.nun 276/2. maddesi uygulanmasını istediği davada, tahliye ilamı bir kira sözleşmesine dayanılarak verilmiş ve tahliyesi istenen taşınmazda borçlu kiracıdan başka bir üçüncü kişi bulunursa İİK.nun 276. madde hükmünün aynı kanunun 41. maddesinin delaletiyle kıyasen uygulanması gerektiği, kira nedeniyle verilen tahliye ilamların üçüncü kişiye karşı icrası hakkında ilamlı icra bölümünde özel bir hüküm bulunmadığından olayda İİK.nun 276. madde koşullarının oluşup olmadığı incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-