Davacının paydaşı olduğu taşınmazda 25.05.2006 tarihinde yapılan satış nedeniyle önalım hakkı doğmuş olup bu nedenle açılan davanın yargılaması sırasında önalıma konu payın el değiştirmesinin, önalım hakkının kullanılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Yargıtay'ın yerleşen içtihatlarına göre bedel konusunda yapılan keşif ve bilirkişi görüşü tek başına yeterli delil olarak kabul edilemez, ancak diğer delillerin tamamlayıcısı ya da o delillerin takdirine esas alınabilecek bir yan delil olarak kabul edilebileceği-
Davacı dava dilekçesinde gerçek değerin keşfen belirlenmesini istemiş ise de keşfin tek başına muvazaayı kanıtlamaya yeterli olmayacağı-
Taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanılması karşısında satıcı paydaşın kullandığı taşınmaz bölümleri üzerinde hak iddia etmeyen davacı paydaşın pay satışını takiben önalım hakkını kullanması Medeni Kanun’un 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasında rızai ve fiili bir kullanım biçimi oluştuğu kanıtlanamadığından, eylemli bir paylaşımın varlığından söz edilemeyeceği-
Davalının taksim savunmasına ilişkin delillerinin, varsa davacının bu konudaki karşılık delillerinin sorulup toplanması, davalının göstermiş olduğu tanıklarının taksim savunmasına ilişkin olarak yerinde dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalının almış olduğu pay karşılığında paya isabet eden bir bağımsız bölüm bulunmadığından, paydaşlar arasında fiili taksim olduğunu kabul etmenin mümkün olmayacağı-
Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşının payını karı, kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik etmesi halinde tapuda şeklen satış şeklinde gösterilen bu akdin gerçekte satış olmayıp miras hukukuna bağlı ve hibe gibi bir maksada yönelik işlem olduğu iddia ve kanıtlanırsa önalım hakkının cereyan etmeyeceğinin 27.03.1957 gün 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtildiği-
Önalım hakkının satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşeceği, bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekeceği-
Taşınmazdaki düşük paya sahip diğer paydaşların taşınmazda kullandıkları yerleri olmamasının davacıların miras bırakanı ile satıcı paydaş arasındaki fiili taksim olgusuna etkili olmayacağı-