Davalı vekilinin cevap dilekçesi duruşmada okunup davacıya tebliğ edilmemişse dei yargılama safahatında düzenlenen bilirkişi raporunda açıkça gecikmiş zamanaşımı itirazı konusunda değerlendirme yapılarak ikinci bir şık olarak hesaplama yapılmış, ve davacı vekili bu raporu tebliğ alarak zamanaşımı itirazından haberdar olduğundan ve rapora itirazlarını bildirdiği dilekçede gecikmiş zamanaşımı itirazına karşı çıktıklarına ilişkin bir beyanda bulunmadığından ve bu tarihten sonraki yargılama sürecinde de gecikmiş zamanaşımına bir itirazda bulunmamış olduğundan, davaya karşı gecikmiş zamanaşımı itirazını dikkate alan ancak süresinde yapılmayan ıslaha karşı zamanaşımını dikkate almayan bir rapor aldırılarak sonuca gidilmesi gerektiği- Yukarıda açıklandığı üzere dava 1086 sayılı yasa döneminde açılmıştır. Davacı gecikmiş zamanaşımı itirazına açıkça itiraz etmediğinden davaya karşı yapılan gecikmiş zamanaşımı itirazı geçerli olup dikkate alınmalıdır.
Davaya konu trafik kazası meydana geldikten sonra 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde icra takibi yapıldığından, takip tarihinde zamanaşımı kesilmiş ve 2 yıllık süre yeniden işlemeye başlamış olup, davalıların takibe itiraz edip, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği gözetilerek, icra dosyasında ödeme emrine itiraz ile takibin durdurulması kararına kadar geçen sürede zamanaşımını kesecek başkaca bir işlem yapılmamış olduğundan, mahkemece davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği-
Ortağı olduğu limited şirketin kapanışı gerçekleştirilip Ticaret Sicili Memurluğu ve Ticaret Odası kayıtları sonlandırıldığından anılan tarih sonrasına ilişkin borç tahakkuk ettirilemeyeceği dikkate alınması, 2004 – 2012 dönemi yönünden de 5 yıllık zamanaşımının gerçekleştiği bölüm belirlenerek ayrıştırılması gerektiği-
Kesilen ölüm aylığı sonrasında yapılan takip nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalı kurumca 17.03.2005 tarihli işlemi ile davalı hakkında yasal takibe geçildiği, takip sırasında bir takım işlemler yapıldığı ve takipte yapılan her işlemle zamanaşımı süresinin kesilip yeniden başlayıp davalı kurum işlemine karşı bu davanın menfi tespit davası olarak görüldüğünden sebepsiz zenginleşme nedeniyle zamanaşımı olan 1 yıllık ve 10 sürelerin her ikisi bakımından irdeleme yapılması gerektiği-
Kesilen ölüm aylığı sonrasında yapılan takip nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemi-
İşverence yapılan feshin ardından henüz ihbar tazminatı ödenmediği sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği- Yaş koşulu hariç emeklilik şartını tamamlayan işçinin işyerinden ayrılarak kıdem tazminatına hak kazanacağı- Kıdem ve ihbar tazminatında ve tazminatında ve tazminat niteliğindeki diğer işçilik alacaklarında zamanaşımı süresinin on yıl olduğu- İzin ücretinde zamanaşımı süresinin iş akdinin feshi tarihinden itibaren başladığı- Faiz alacağının asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olduğu- Çalışma Müdürlüğünce alacağın inkar edilmesinin zamanaşımını keseceği- Zamanaşımı def'inden önceden feragat yapılamayacağı- Zamanaşımının en geç cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği- Islah dilekçesinin tebliğinden itibaren en geç iki hafta içinde ıslaha karşı zamanaşımının ileri sürülebileceği- Cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla davanın ilerideki aşamalarında zamanaşımı def'inin ileri sürülebileceği-
Trafik kazası 2004 'de meydana gelmiş olup, ıslâh dilekçesi ise 2013 tarihinde verildiğinden kazanın meydana geldiği tarihten itibaren ıslâh tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, ıslâh ile artırılan talebin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği- Kaza tarihi 2004 yılı olduğundan emsal ücret araştırmasında belirtildiği üzere araştırmanın yapıldığı 2006 yılı itibari ile değil, kaza tarihi olan 2004 yılı itibari ile gerçek gelirinin araştırılarak davacının alması gereken ücret belirlenip bu miktar üzerinden iş göremezlik zararının hesaplanması gerektiği-  Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığından tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği ve fazla olduğu-
Çıkma payı alacağı ve davacının tahliye ettiği konuta yaptığı faydalı masraf bedelinin tahsili istemlerine ilişkin davada, davalı kooperatifin ortaklarına teslim ettiği konutların kartonpiyerinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının da tahsis edilen konuta lüks masraf mahiyetinde bulunan kartonpiyer yaptırdığından, bu istem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Çıkma payı alacağı ve davacının tahliye ettiği bağımsız bölüme yaptığı faydalı masraf bedelinin tahsili istemlerine ilişkin davada, davalı tarafın önceki bilirkişi raporlarına itirazlarını da karşılar nitelikte yapılan imalatların hangisinin zorunlu ve faydalı masraflar hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, BK. mad. 414 'e (TBK. mad. 530) göre zorunlu ve faydalı masrafların bağımsız bölümün davacıya teslim tarihinde yapılmış olduğu kabul edilerek bu tarihteki yıpranma payı düşülmüş rayiç bedel üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği-
Çıkma payı alacağı ve davacının tahliye ettiği bağımsız bölüme yaptığı faydalı masraf bedelinin tahsili istemlerine ilişkin davada, davacının tahsis edilen bağımsız bölüme yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle TBK. mad. 530 kapsamında vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davalıdan isteme hakkı bulunmakla birlikte, tahsis edilen konuta yapılan lüks masraflar talep edilemeyeceğinden kartonpiyer ve ışık bandı lüks masraf niteliğinde olması nedeniyle bu imalat bedeli yönünden talebin reddinin gerektiği-