"Adres kapalı. İşyerinin penceresinden (vitrininden) bakıldığında adresin kapalı ve boş olduğu haciz kabil bir malın bulunmadığı görüldü. Mahallinde başkaca yapılacak işlem kalmadığından tutanağa son verildi." şeklindeki haciz tutanağının, kesin aciz vesikasının sonuçlarını doğurmayacağı- Alacaklının, haciz talebinden sonra yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen bir işlemi bulunmadığından, bonolar için öngörülen 3 yıllık zamanaşımının dolmuş olduğu, mahkemece; "borçlu şirket adına kayıtlı menkul ve gayri menkullerin tespit edilemediği, borçlu şirketin haczi kabil malının bulunmaması nedeniyle haciz tutanağının İİK.nun 143. maddesindeki aciz vesikası hükmünde olduğu ve İİK.nun 105/1. maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının zaman aşımını keseceği" gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Konut sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Islah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinde düzenleme altına alınan 1 yıllık zamanaşımı süresi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 455/1 ve 102. maddeleri uyarınca olayın bağlı olduğu 5 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresi geçmiş olup davalılar tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'i ileri sürüldüğüne göre; davacılar yönünden ıslah ile arttırılan istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Kısmi davada, zamanaşımının, yalnızca dava edilen kısım yönünden kesileceği-
Davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i üzerine, mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı ve kesen nedenler üzerinde durulup, bu konuda ibraz edilen deliller değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava ve ıslah dilekçelerine karşı kanuni süresinde zamanaşımı definin ileri sürülmesine karşın, değerlendirilmemesi doğru olmayıp kısmi ödemenin zamanaşımını kestiğinden, davalı tarafından yapıldığı kabul edilen 2.000,00 TL tutarındaki ödemenin tarihinin tespiti gerektiği-
Davacının delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu ile zararı ve zarar vereni öğrendiği, bunun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasıyla dava açtığı anlaşıldığından; açılan bu dava ile zamanaşımının kesildiği, aynı mahkemenin kararı ile zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başladığı, davacının verilen kararı temyiz etmesi tarafın yargılamaya ilişkin işlemi olduğundan, BK.mad.136 uyarınca sürenin yeniden işlemeye başladığının kabulü gerektiği-
Davacının 28/06/2012 tarihinde zararı ve zarar vereni öğrendiği, bunun üzerine 18/02/2013 tarihinde dava açıldığından açılan bu dava ile zamanaşımı kesilmiş olup aynı Mahkemenin 10/09/2013 tarihli kararı ile BK.m.136 uyarınca zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlamış olup davacının verilen kararı 15/11/2013 tarihinde temyiz etmesi tarafın yargılamaya ilişkin işlemi olduğundan, BK.m.136 uyarınca sürenin yeniden işlemeye başladığının kabulü gerekip davacının eldeki davayı 15/11/2013 tarihinden itibaren bir yıllık süre dolmadan 19/09/2014’de açtığı anlaşıldığından zamanaşımı süresi henüz dolmadığı-
"Borçlunun borcu ikrar etmesi ve özellikle faiz ödemesi veya kısmen ifada bulunması ya da rehin vermesi veya kefil göstermesi halinde" ve "alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması, icra takibinde bulunması ya da iflas masasına başvurması" halinde zamanaşımının kesileceği- Davalı borçlunun ödemeyi taahhüt ettiği anlaşıldığından zamanaşımını kesileceği-
Davacının şikayeti üzerine, davacının çalışanları ve çeki elinde bulunduran hakkında açılan kamu davası veya davacının çeki elinde bulunduran hakkında açtığı istirdat davasının, TTK. mad. 644'e (şimdi; 732'ye) dayalı sebepsiz iktisap davası için zamanaşımını kesmeyeceği- Zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerin BK'nın 132 ve 133. (şimdi; 152 ve 153.) maddelerinde sayıldığı-
