Mahkemece; dosyanın aralarında elektrik mühendislerinin de bulunduğu bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kuruluna verilmesi, sonradan alınan ve farklı sonuçlar içeren ikinci raporla ilk rapor arasındaki çelişkinin, dava konusu olan tahakkuk dönemleri dikkate alınarak ve tahakkuk döneminde yürürlükte bulunan Yönetmelik ve sözleşme hükümlerine göre hesaplanarak giderilmesi konusunda rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalı şirketin, özellikle Alanya- Dimçayı mevkiinin kapsama alanda olup olmadığını gösterir şekilde kapsama alınan dair tüm belgelerin, abonelik sözleşmesi tarihi itibari ile tüm reklam içerikleri ve tanıtım broşürlerinin (davalının çekim gücüne dair taahhütlerini içerir tüm evraklar) dosyaya temininden sonra, dosyanın içinde Bilişim ve Telekomünikasyon alanında uzman bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetine tevdi edilerek, belirtilen tüm bu belgeler ile davalı kuruma ait baz istasyonu güvenlik sertifikaları da incelenmek suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları hakkında, Yargıtay ve taraf denetimine uygun, açıklayıcı ve ayrıntılı bir rapor alınarak varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekeceği-
Bilirkişi raporu davalıya tebliği üzerine 2 haftalık itiraz süresi kullandırılmadan karar verilmesi halinde savunma hakkının kısıtlanmış olacağı-
Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, dava konusu tahakkuklara ilişkin olarak denetime elverişli şekilde hesaplama yapılmadığı, sadece davacı kurumun tahakkuku tekrar edilmekle yetinildiği, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verildiği, dava konusu olan tahakkuklar esas alınarak bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde hesaplama yapılması gerektiğinden, bilirkişi raporunun yetersiz olup, denetime elverişli olmadığı-
Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu gibi, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gerekçe gösterilmeden davaya konu aboneliğe kaçak elektrik tahakkukuna ilave olarak bir fark tahakkuku yapılmasının teknik ve hukuki bir dayanağının bulunmadığı kanaatine varıldığı belirtildiğinden, bilirkişi raporunun, bu davada uyuşmazlığı çözecek nitelikte, somut ve bilimsel veriler içermemekte ve Yargıtay denetimine de elverişli bulunmadığı-
Temyiz kapsamına göre, eksik iş bedelinin tahsili istemi-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda alternatifli olarak hesaplama yapıldığı, ilk altenatifte davalı kurum tahakkuku esas alındığı, ikinci alternatifte sonraki ihtilafsız dönem tüketim miktarları esas alınarak belirlemede bulunulduğu, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun olmadığı, talep edilen kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği-
Mahkemece, dosyanın konusunda uzman üç kişilik bilirkişi tevdi ile, davacı kurum ile Belediye Başkanlığı arasındaki protokol hükümleri de gözetilerek davalı kurumun atık su miktarından sorumluluğun belirlenmesi, kampüs alanı ile birlikte davalı kurum yerleşkesinin birlikte değerlendirilmesi, davacı kurumun % 40 oranında bedel talep ettiği de dikkate alınarak bu oranın tespit edilmesi ve bu oran aşılmayacak şekilde değerlendirme yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; davacının abonelik sözleşmesi ve dosyası ile dava konusu kaçak tahakkukuna dayanak tüm belgelerin dosya içerisine alınması sağlanarak, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden, davalının itirazlarını da karşılayacak şekilde, davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin tahakkuk tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması suretiyle davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
"Davacının %30, davalıların ise %70 oranında kusurlu bulunduğuna" ilişkin kusur bilirkişi raporuna davacı vekili itiraz etmemiş  olduğundan itiraz etmediği kusur oranının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu ve davalı tarafın itirazı üzerine yapılan inceleme sonunda,"davacının %20 oranında kusurlu bulunduğuna" ilişkin değerlendirmenin maddi tazminatın belirlenmesinde hükme esas alınmasının davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacağı- Mahkemece, davacının %30 oranında kusurlu bulunduğunun kabulü ile maddi tazminatın belirlenmesi ve usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek maddi tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-