Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine dava dışı limited şirketin borcuna yönelik davalı banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmaksızın konan ipotek uyarınca yapılan icra takibi neticesinde ipotekli taşınmazın satılmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin davada, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle davalı banka tarafından başlatılan icra takibinde taşınmazın cebri icra ile 3. şahıslara satıldığı, icra takibi sırasında davacı tarafından .... Aile Mahkemesin'de ipoteğin fekki istemli olarak dava açıldığı, bu dava dosyasında talebe rağmen tedbiren satışın durdurulması yönünde karar verilmediği, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğu, geçersiz ipotek uyarınca yapılan takip ile davacının zararına sebebiyet verilecek şekilde taşınmazın cebri icra ile satışına sebebiyet verildiği gözetildiğinde davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Evlilik boşanma ile sona erdiğinden, dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybetmiş olduğu- Davalı eş tarafından, aile konutu diğer davalıya satıldığından, açılan tapu iptali davasında, konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak tayin edilmesi gerektiği-
Kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Taşınmazın aile konutu olduğunu ispatlamaya yarar bir delil sunulmadığından, aile konutu olduğu ispatlanamayan taşınmaz hakkında, davalı bankanın, davacı eşten muvafakat alma yükümlülüğü bulunmadığı- 
Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olup ipotek değeri üzerinden hesaplanan nispi harçla görüldüğünden, davalılardan banka yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi de gözetilerek, dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin yarısına hükmolunması gerektiği-
8. HD. 25.06.2018 T. E: 9063, K: 14261-
2. HD. 21.06.2018 T. E: 3291, K: 7932-
Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmekte olduğundan ve bu rıza alınmadan davalılardan A..... ve Ş....'nin birbirlerini tanıyarak, taşınmazın aile konutu olduğunu bildikleri, el ve iş birliği içinde kısa süre içinde taşınmazı devrederek, kötü niyetli olarak hareket ettikleri-
İpotek tesis edilen taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu cebri icra ile satıldığı, davalı eşin açtığı ihalenin feshi davasının da reddedilip kesinleştiği, bu durumda, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı, davanın konusuz hale geldiği, öyleyse, konusu kalmayan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak takdir ve tayin edilmesi gerekeceği-
8. HD. 11.06.2018 T. E: 2429, K: 13974-