Aile konutu şerhi konulmasına yönelik davada davalı, taşınmazın maliki bulunan eş olduğundan, aile konutu şerhi davası sebebiyle davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalı eşten tahsiline karar verilmesi gerekirken, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, taşınmazın icra dosyasındaki kıymet takdiri olan 830.000 TL dava değeri olarak belirtilip nispi harç bu bedel üzerinden alınsa da dava konusu ipotek bedeli 2.000.000 TL olduğundan ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemlerin yapılamayacağı-
Eşlerden birinin ölmesi halinde sağ kalan eşin taşınmazın aile konutu olup olmadığının tespitini istemekte hukuki yararı olduğu-
Satış karar tarihi itibariyle lehine aile konutu şerhi bulunan şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmesi gerektiği-
2. HD. 26.02.2019 T. E: 2018/2543, K: 1643-
Evlilik, karar tarihinden önce boşanma ile sona erdiğine göre, dava konusu taşınmazın aile konutu olmaktan artık çıktığı, bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" seklinde karar verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekeceği-
Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiği, bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Mahkemece tapu kayıtları dahi getirtilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın hisseli olduğu gözetilmeden taşınmazın satışının iptali ile taşınmazın davalı ......... adına kayıt ve tesciline demek suretiyle infazda tereddüt edilecek şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece yapılacak işin, karar tarihinden sonra taşınmazı satın alan kişinin de davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin üçüncü fıkrasın , 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı yoktur. Çünkü aynı sonucu tapu müdürlüğüne yapacağı başvuruyla elde etmesi imkan dahilindedir