Borçlu şirketin iflasına ilişkin kararın kesinleşmesi ile hakkındaki takiplerin düştüğü ve davacı alacaklının davayı takip için iflas idaresinden yetki aldığı görüldüğünden, konusu kalmayan tasarrufun iptali davasında, davacı ve davalının haklılık durumunun tespiti gerektiği- Yargılama devam ederken borçlu iflas ettiğinden, davacı alacağı ile davalı üçüncü kişinin alacağının iflas masasına kaydı talep edilmiş, alacaklının alacağının bir kısmı kabul edilirken davalı üçüncü kişinin alacağı red edilmiş olup, dosya kapsamından davacı üçüncü kişinin, kayıt kabul ve sıra cetveline itiraz davası açtığı, davanın red edildiği ancak henüz kesinleşmediği anlaşıldığından ve anılan kararın davalı üçüncü kişi lehine bozulması halinde, iflas masasından alacaklarını davacı ile birlikte garamaten alacağından, davacının hukuki yararı bu hali ile de mevcut olup, davadaki haklılık durumunun tespiti anılan davanın kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Borçlu şirketin iflasına ilişkin kararın kesinleşmesi ile hakkındaki takiplerin düştüğü ve davacı alacaklının davayı takip için iflas idaresinden yetki aldığı görüldüğünden, konusu kalmayan tasarrufun iptali davasında, davacı ve davalının haklılık durumunun tespiti gerektiği- Yargılama devam ederken borçlunun iflas ettiği, hem davacının hem de üçüncü kişinin alacaklarının iflas masasına kaydını talep ettiği, alacaklının alacağının bir kısmı kabul edilirken davalı üçüncü kişinin alacağının ise reddedildiği görüldüğünden, üçüncü kişinin açtığı ve reddedilen kayıt kabul ve sıra cetveline itiraz davasının kesinleşen sonucu beklenilmesi gerektiği, bu davanın üçüncü kişi lehine bozulması halinde, iflas masasından alacaklarını davacı ile birlikte garamaten alacağı, aksi halde ise tasarrufun iptali davasında yargılama giderinin davalılardan tahsiline karar verileceğinden, davacının hukuki yararının bu hali ile de mevcut olduğu-
Dosya içerisinde mevcut haciz tutanağında adresin kapalı olduğu, borçlunun taşındığının belirtildiğinden bu zaptın İİK'nun 105. maddesi niteliğinde bir belge olduğundan söz edilemeyeceği-
Davacı ile davalı borçlular arasındaki takip konusu çeklerin verilmesini gerektirir ticari ilişki ve borcun doğum tarihinin tespiti amacıyla taraf vekillerine bu yöndeki delillerini bildirmesi için süre verilmesi, bildirecekleri delillerin toplanması, davacı ile davalının akaryakıt işiyle uğraştığı anlaşıldığından gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmesine karşın mahkemece davacı ve davalının ticari defterleri getirtilip borcun doğumu ve ticari ilişkinin başlangıcının buna göre tespiti yerine yalnızca tanık beyanlarına göre borcun doğum tarihi belirlenerek hüküm kurulmasının yerinde olmadığı-
TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasında, davalı tarafından dava konusu taşınmazın satış bedelinin ödendiğinin kabulü dosya kapsamı ile çeliştiğinden, mahkemece muvazaa iddiasının her türlü delille ispatının mümkün bulunduğu gözetilerek ve tanık beyanları da değerlendirilerek, gerekli inceleme ve araştırmalar da yapılmak suretiyle, muvazaaya dayalı iptal davasının koşullarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı irdelenerek, ortaya çıkacak duruma göre gerekçeli olarak bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece davanın nitelemesi karar başlığında tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) olarak gösterilmişse de gerekçeli kararda davanın İİK 277 ve BK 19 maddesi uyarınca kabulüne karar verilerek yargılama usulleri ve dava şartları dahi farklı olan iki hukuksal nedene dayalı olarak davanın yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- Davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağının dosya içerisinde bulunmadığı, takip dosyası içerisinde de menkul haczi olmadığından, tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- BK'nun 19. maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de mavazaalı olduğunun ispatlanması gerekeceği-
Davalının alacağının ve takibinin muvazaalı olduğu iddia ve ispat etmediğinden tasarrufun iptali davasının reddine karar verileceği-
Tasarrufun iptali davasının kabulü ile muvazaalı temlikin iptaline ve icra dosyasında kesinleşmiş borç miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen kararın isabetli olduğu-
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunabileceği- Davacının son celsede borç ödemeden geçici aciz vesikası ibraz ettiği anlaşıldığından, işin esasına girilmesi gerektiği-