Kaza sonrası davacının sürücü kardeşine ait adli rapora göre kaza sebebiyle yaralanmadığı belirlenmiş olup, davacının yaralanmasının kendisinin araç kapısını açarak araçtan aşağıya atlaması sebebiyle oluştuğu, yaralanma ile kaza arasında illiyet bağı kesildiği; bu nedenle, başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesinin Tebligat Kanunu’na uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; aksinin adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile bozma sebebi olduğu-
Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunmasının gerektiği- Yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemeyeceği- Hâkimin, hatır taşımasında gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda olmadığı- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının, derdest davalara re'sen uygulanacağı; İtiraz Hakem Heyetince, açıklanan iptal hükmü uyarınca işin esasının incelenmesi gerektiği- Anayasa Mahkemesi'nin 26.07.2023 tarihli ve 2023/43 Esas 2023/141 Karar sayılı kararı ile 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesiyle değiştirilen 253 üncü maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiğinden uyuşmazlıkta uygulanamayacağı-
Hüküm sonucu kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte belirtilmesi gerektiği- İtiraz Hakem Heyeti kararı bozma ile ortadan kalktığından, bozma sonrasında da bozmaya uygun olarak hüküm kurulması gerekirken, bozma ile kaldırılan ve bu aşamada ortada olmayan Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına atıfla "davalının itirazının reddine" şeklinde hüküm tesisi yoluna gitmesinin doğru olmadığı-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-