Hükme esas alınan rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan mevzuata göre düzenlenmesinin hatalı olduğu- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Sürücülerin oransal kusurlarının tespiti için asli-tali ayrımına göre Adli Tıp kurumundan rapor alınması gerekirken, dosya içindeki kaza tespit tutanağı ve ATK raporu ile çelişkili olan 13.01.2014 tarihli kusur bilirkişisi raporuna göre davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı-
Kazada davacının %31.2 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği, iyileşme sürecinin 9 aya kadar uzadığı anlaşılmakla kazanın oluş şekli, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı gözetilerek manevi tazminatın takdir edildiği gerekçesiyle davalılardan sigorta şirketi maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş olduğundan ve karar bu yünde bozulmamış olduğundan maddi tazminat talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılara karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile manevi tazminatın olay tarihi olan 05.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verileceği-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı-
Aktüer raporundaki hesaplamanın, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacağı-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının eldeki başvuruya sunduğu 11.11.2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde, sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşu tarafından ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı kurulmak ve davacı muayene edilmek suretiyle düzenlendiği, karara esas alınabilir bir rapor olduğu gözetilmek suretiyle davalının diğer itirazlarının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacı yolcunun aynı trafik kazasından kaynaklı maluliyeti için iki ayrı davada iki kez tazminata hükmedilmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açabileceğinden Hakem Heyetince 2021.E.50163 sayılı ilk başvuru dosyası gözetilerek, eldeki ikinci davada verilecek kararda tahsilde tekerrür olmamak kaydının düşülmesi gerektiği-
Sürücünün kandaki alkol durumunun tespit edilemediği, koklamak ile alkol tespiti yapılamayacağı, koklanarak bulunan alkolün yasal sınır olan 0.50 promilden fazla olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle kazanın sürücünün sırf alkollü olmasından kaynaklı olmadığı, asıl nedenin yol şartlarına uygun hızda araç kullanmamak olduğu ve kazanın %100 sürücünün kusuru ile meydana geldiğinin anlaşıldığı- Dava konusu kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği sübut bulmadığı gibi, sürücünün yasal sınırın üzerinde alkollü olduğu dahi ispat edilemediğinden, davacı sigorta şirketinin alkole dayalı rücu isteminin reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük görülmediği-
Sigorta şirketinin sorumlu olduğu tazminat miktarı hakkında infazda tereddüt oluşturmayacak karar verilmesi gerektiği-
Karşı aracın kullanım şekli ticari olup avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu-