Dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam ettiği, yasanın amacının sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamak olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşıldığı ve mirasçı konumundaki sağ kalan davacı eşin, yargılama sırasında elbirliği halinde paydaş (malik) konumunda olduğu dikkate alındığında, elbirliği hali devam ettiği sürece kendisinin rızası olmadan tapuda devir işlemi yapılamayacağından (TMK mad. 702/2), artık TMK mad.194/3 maddesi gereğince tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesine de gerek kalmadığı-
Yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu blunduğu- Bir ortağın tek başına dava açması halinde, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği- 
Tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteği- Kadastro tespitine itiraz davasında yargılama sırasında tarafların sulh olmaları üzerine, taşınmazda davalılar adına yapılan tespitin iptali ile sulh doğrultusunda tescile karar verildiği ve temyiz edilmeden kararın kesinleştiği anlaşıldığından, davacının iddiaları doğrultusunda deliller toplanıp gerekli araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Tüm mirasçılar davada davacı ve davalı sıfatıyla yer almışlarsa da, iptali istenen dava konusu taşınmaz mirasçı sıfatını taşımayan davalı adına kayıtlı olduğundan, davacıların kendi miras payları oranında davayı açmaları davanın kabulü halinde kalan payın davada davalı sıfatıyla yer alan diğer mirasçı üzerinde bırakılması sonucunu doğurmayacağı, o halde, eldeki davanın mirasçılar arasında görülen bir dava olarak kabul edilmesine ve pay oranında istekle açılabileceği kuralının uygulanmasına yasal olanağın olmadığı, hal böyle olunca, tereke adına açılması gerekirken davacıların payına yönelik olarak açılan eldeki davanın görülebilirlik koşulunu taşımadığı gözetilerek kabul edilmesinin isabetsiz olduğu-
Elbirliği mülkiyete konu taşınmaz hakkında düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan taleplerden feragat edilmesi ancak elbirliği ile mümkün olduğu, mahkemenin bu yöndeki kararı doğru ise de bu hususun yargılama sırasında tamamlanabileceği üzerinde durulmaması, bunun yanı sıra kısıtlı hakkında ise vasi tayini ve husumete izin kararlarının getirilerek feragata değer verilip verilmeyeceği üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı- husumet ehliyeti nedeniyle davanın reddine karar verildiğinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediği-
Kaydı düzeltilmesi istenen maliklerin soyisminin ............. olarak nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesi gerekeceği-
Tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturacağı, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği, bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılması ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekeceği-
Usul hukukunda davaya dahil şeklinde bir müessese yer almayıp, bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği, bu nedenle adı geçen paydaşın sonradan davaya dahil edilerek yargılamanın sürdürülmesinin doğru olmadığı- Davanın .............. Tapu Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle payların düzeltilmesi istemiyle açıldığı,bu tür davaların taşınmazın tüm paydaşlarının hasım gösterilmesi sureti ile açılacak davada çözümlenmesi gerekeceği hususunun göz ardı edilmesinin doğru olmadığı, hal böyle olunca, belirtilen şekli ile görülebilirlik koşulu bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu, şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğunun olduğu, nitekim, TMK'nın 702/2. maddesinin de bu yönde açık hüküm getirdiği, ancak, açıklanan kuralın yargısal uygulamada kısmen yumuşatıldığı, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiğinin kabul edildiği-
Tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada, ........ parsel yönünden dava reddedildiği halde, reddedilen talep yönünden davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-