Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılara karşı birlikte açılması gerekeceği-
Davacı iştirakçı paydaşlar arasında bulunmadığından ve taşınmazlar tapuda halen elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğundan, davada henüz ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Bir mirasçı tüm mirasçılar adına  tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemeyeceği ve bu durumda diğer mirasçıların davaya katılımlarının  veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci  atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerektiği- Davanın halefiyet esasına göre tereke adına değil de, davacı tarafından kendi miras payı için açılması halinde, tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmadığı, Bir ya da bir kısım mirasçının terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açması halinde, dava reddedilmesi gerektiği; bir veya bir kısım mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisinin bulunmadığı- Davacının miras bırakanı tarafından yapıldığını belirttiği inançlı işleme dayanarak, miras ortaklığı adına değil, yalnızca  kendi miras payı için tapu iptal ve tescil istemiyle dava açtığı anlaşıldığından, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve muris adına tescil isteği-
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda mirasçılardan birinin tek başına taşınmazın adına tescili için dava açamayacağı, bu şekilde açılan davalara diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması suretiyle devam edilmesinin de mümkün olmadığı- Tarafların beyanlarının kendi lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil edeceği, davacının beyanlarına göre nizalı taşınmazların davacı ile davalının ortak mirasbırakanından intikal ettiği ve taşınmazların taksim neticesinde davalı payına isabet ettiğinin kabulünün zorunlu olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve muris adına tescil isteği-
Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteği-
1. HD. 07.06.2016 T. E: 2014/12105, K: 6964-
Yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiğinin görüldüğü, yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmünün bulunduğu, bu hükmün hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı verdiği, hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğunun bulunduğu-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ve elbirliği mülkiyeti kurallarına tabi olduğundan davanın tüm ortaklar tarafından birlikte açılması gerekeceği, ortakların davada mecburi dava arkadaşlığı durumunda olduğu-