İştirak hâlinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hâllerde, iştirakçilerden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temlikinin; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlar taşınmazlarda ise her türlü delille ispat edilebileceği- Tapusuz taşınmazların iştirakçilerden bir diğerine devir ve temliki söz konusu olduğunda bu devir ve temlik işleminin yazılı yapılması zorunluluğu bulunmadığı, böylece hisse devir ve temlikinin her türlü (yazılı belge, tanık, bilirkişi vb.) delil ile ispatının mümkün olduğu-
Mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu için kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için mirasçıların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği- Keşideci murisin terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmakla birlikte, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı- Menfi tespit davasının tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp terekedeki hakların korunmasına yönelik bir dava olduğu- Davacının davaya konu kambiyo senedindeki imzanın murisine ait olmadığına ilişkin talebi açısından mahkemece verilen kararın terekeye yönelik verilmiş bir karar olacağı cihetle mahkemece dava dışı mirasçıların muvafakatinin alınması, davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci tayininin zorunlu olmadığına yönelik direnme kararı verilmesi gerektiği-
20. HD. 23.05.2019 T. E: 2016/13185, K: 3612-
İştirak halinde malik olan davalılardan birinin süresinde yaptığı zamanaşımı itirazından diğer davalı mirasçıların yararlanması gerektiği-
Kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi ölü kişinin bir kısım mirasçılarına karşı yapılmış olup muris öldüğünde tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan icra takibinin tüm mirasçılara karşı yapılması gerektiği ve icra takibinin mirasçılardan bir kısmına yapılmış olması karşısında, tüm mirasçılar hakkında icra takibi yapılmadığından geçerli bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan dolayı itirazın iptali davasının reddi gerektiği- 
El atmanın önlenmesi, kâl ve ecrimisil istemlerine-
Taşınmaz, ister paylı ister elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olsun, bir kısım pay maliki ya da mirasçının üçüncü şahsa karşı açtığı taşınmazın korunmasını amaçlayan el atmanın önlenmesi davasından, diğer tüm pay malikleri ve mirasçılarının yararlanacağı- Bu davalarda pay maliki ya da mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının olmayacağı- Kesin süre içerisinde, davacıların mirasçılarının davaya dahil edilmemesinin davanın reddini gerektirmeyeceği-
Ev ve ahırın muris tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesine ilişkin davada, miras bırakanın ölüm tarihine göre murisin terekesinin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının, taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsayacağı-
3. kişilere karşı vekalet ilişkisinin sona ermesi nedeniyle yolsuz tescile dayalı olarak açılan davalarda, bir ya da bir kaç mirasçının tek başına ve kendi miras payları oranında dava açabilmelerine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddeleri karşısında yasal olanak bulunmadığı- Dava konusu taşınmazın terekeye dönüşü yönünde değil, miras payı oranında iptal ve tescili istenilmiş olup, dava dışı mirasçının davaya muvafakat etmesi ya da tereke temsilci atanarak huzurunda davaya devam edilmesi halinde dahi davaya devam etme olanağının bulunmadığı, başka bir ifade ile davanın görülebilirlik koşulunun olmadığı, hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi birinin de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebileceği, ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılmasının da mümkün olduğu, böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisinin olduğu- Tapu kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğu tespiti davalarının da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılması gerekeceği, taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması”nın çekişmesiz yargı işi sayıldığı, verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı, ilgililerce yanlış hükmün düzeltilerek iptalinin her zaman istenebileceği-