Takibe konu bononun, TTK'nın 776. maddesinde sayılan unsurları içermekte olduğu, senet üzerinde herhangi bir kazıntı veya silinti olmadığı, borçlunun iddiasının, senet üzerindeki "TL" ibaresinin çizilip, USD ve Amerikan Doları yazıldığına ilişkin olduğu, takibe konu senette yazılan rakamın veya borcun türünün silinmesinin söz konusu olmadığı, senet doldurulurken matbu olarak gösterilen Türk Lirası kelimesinin çizilip USD, Amerikan Doları olarak yazıldığı, senet metninde yazı ile olan kısımda matbu olan Türk Lirası ibaresi çizilmeden Amerikan doları yazılmış ise de bu durumun rakamla yazılan kısımla çelişkili olmadığı, yazıyla yazılan kısımda matbu Türk Lirası ibaresi silinmeden Amerikan Doları yazılmasının senet üzerindeki diğer kayıtlar dikkate alındığında borçlanmanın Türk Lirasıyla yapıldığını göstermeyeceği, aksi kabulün aşırı şekilcilik olacağı, senet matbu olduğundan matbu kayıtlarda yapılan değişikliğin tahrifat olarak kabul edilemeyeceği, icra mahkemesi kararlarının takip hukuku bakımından kesin hükme bağlanması nedeniyle bu kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılmasına olanak bulunmadığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Şikayetçi borçlu .............’ye çıkarılan ödeme emrinin 04.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet ve borca itiraz niteliğindeki başvurunun yasal 5 günlük süreden sonra, 17.09.2019 tarihinde yapıldığından süresinde olmadığı, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi ve takibe konu bono üzerinde herhangi bir atıf bulunmadığından takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasının ispatlanamadığı, muaccel borcun bulunmadığı iddiasının dayanak bononun vade tarihi ve takip tarihi dikkate alındığında yerinde görülmediği, bononun vade tarihinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının İİK’nın 169/a-1 maddesindeki delillerle ispatlanamadığı, takibe konu bononun bedelin belirli olduğu, ödeme emrinde işlemiş faiz talebinde bulunulmadığı, bilirkişi raporunda alacak miktarı, hesap kat ihtarı ve faizle ilgili hesap yapılmamasının yerinde olduğu, takip dayanağı bononun kambiyo senedi vasfında olması nedeniyle alacağa 3095 Sayılı Kanun'un 2/2. maddesinde öngörülen ticari işlerdeki temerrüt faizi olan avans faizi oranının uygulanmasında usulsüzlük bulunmadığı, İİK’nın 169/a-6. maddesine göre borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibin muvakkaten durdurulmuş olması gerektiği, somut olayda takip durdurulmadığından şikayetçi borçlular aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davalı alacaklı tarafından şikayetçiler (keşideci şirket ve lehtar) aleyhine iki adet çeke dayanılarak toplam 425.000 TL asıl alacak ve fer'ilerinin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin şikayetçi borçlu .............'a 28.12.2020, şikayetçi borçlu şirkete 30.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dayanak çeklerin unsurlarının tam olduğu, ilk cironun lehtara ait olduğu ve süresinde ibraz edildiği, şikayetçi borçlular tarafından dayanak çeklerin tefecilikten kaynaklanan faiz alacağına ilişkin olduğu ve borcun bulunmadığının ileri sürüldüğü, borcun olmadığı iddiasının İİK'nın 169/1. maddesine uygun olarak yazılı belgeyle kanıtlayamadığı, icra mahkemesindeki yargılama aşamasında dosyaya sunulan ifade tutanağı ile sorgu zaptında da, alacaklının verdiği borç karşılığında çekler aldığını bildirdiği, dolayısıyla borcun bulunmadığı iddiasını kabul etmediği, önüne gelen uyuşmazlığı takip hukuku kurallarına göre çözüme kavuşturan ve kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen icra mahkemesince taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığının araştırılamayacağı, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Tefecilik iddiasının dar yetkili icra mahkemesince incelenmesinin mümkün olmadığı-
Tebliğ evrakıyla ilgili kime haber bırakıldığı hususlarının tebligatta yer almadığı, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Menfi tespit davasında kararın kesinleşme tarihine kadar davalı ................Ltd. Şti. yönünden zamanaşımının işlemeyeceği gözetildiğinde takip dayanağı senet yönünden 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, takip dayanağı bonoda lehdar durumunda olan...............Ltd. Şti. hakkında davacının borçlu olmadığının tespitine dair verilen kararın yetkili hamil olan ve senedi ciro ile eline geçiren takip alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği, bu alacaklı yönünden senedin kambiyo vasfını ortadan kaldırmayacağı, borçlu tarafından borca itirazına ilişkin İİK'nın 169. maddesinde sayılan nitelikte belge de sunulmadığı, davacının zamanaşımı itirazı, borca itiraz ve şikayetlerinin yerinde olmadığı-
Davacının dava dilekçesindeki anlatımlarının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına yönelik olduğu, İİK. 169/a maddesi gereğince senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delillerle usulünce ispatının gerektiği, bu sebeple senet üzerindeki yazı yaşının farklı olduğuna ilişkin iddianın sonuca etkili olmadığı gibi mahkemece bu yönde bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmediği, bu nedenle davacının bilirkişi raporu alınmasına yönelik itirazının isabetli olmadığı, yine takip hukukuna göre ve basit usulde yargılama yapan icra mahkemesince, savcılık soruşturması veya ceza mahkemesinde görülmekte olan dava bekletici mesele yapılamayacağı, davalı tarafından senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun usulünce ispat edilememesi nedeniyle mahkemece 'takibin iptali' talebinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Takibe mesnet zamanaşımı iddiasında bulunan bonolar hakkında yasal süresi içerisinde takip başlatılmış olduğu, davacının borca itirazını İİK'nın 169/a maddesinde açıklanan belgelerle ispat edemediği, dar yetkili mahkeme olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasının olanaklı olmadığı
dava dilekçesinde imzaya itirazın ileri sürülmediği, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı bulunduğu, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının ise hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile İspatlanmasının gerektiği, senedin ön ve arka yüzünde senedin teminat senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığı gibi davacı tarafça bu hususta yazılı belge de sunulmadığı, öte yandan davacı tarafın senedin bir bölümünde teminat senedi olduğuna dair ibarenin bulunduğunu ancak bu kısmın kesilmiş olabileceğini ileri sürmüş olmasının da tahrifat iddiası olup senedin tahrifat öncesinde (bir bölümü kesilmeden önce) üzerinde teminat ibaresi olduğunu gösterir delil (senedin iddia edilen tahrifat yapılmadan önceki örneği gibi) sunulamadığı, davacının ödemeye ilişkin iddialarının ise senede yönelik olmayıp, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olduğu, İİK.'nin 169/1-a maddesi kapsamında bir ispatın varlığından söz edilemeyeceği ve yine senedin içeriğinin davalı tarafça sonradan doldurulduğu ileri sürülmüş ise de, bu hususta yazılı bir delil ibraz edilemediği gerekçesiyle mahkemece 'borçlunun tüm itirazlarının/şikayetlerinin sebeplerinin reddine' karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece verilen karara karşı davacı borçlular tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde borçluların takip konusu senetlere mahsuben taraflar arasında imzalanan 28.08.2018 tarihli sözleşme gereğince fazlasıyla ödeme yapıldığı iddiasıyla icra mahkemesine başvurduğu, takip dayanağı bonoların taraflar arasında imzalanan 28.08.2018 tarihli "iş yeri devir ve borç yapılandırma sözleşmesi" gereğince düzenlendiği ve tarafların kabulünde olduğu, takip dayanağı olarak da bonolar yanında sözü edilen sözleşmelerin gösterildiği, sözleşme taraflara karşılıklı edim yükleyen nitelikte bir sözleşme olmayıp, ödeme planını içerir şekilde düzenlenmiş olduğu, sözleşmenin onuncu maddesinde üst üste üç bononun ödenmemesi veya iş yerinin devri-satışı halinde tüm ödenmemiş bonolar muaccel hale gelecektir şeklinde muacceliyet şerhine yer verildiği, muacceliyet hükmü geçerli olup maddede belirtilen üst üste üç bononun ödenmediği hususunun tartışmasız olduğu, bu nedenle takip tarihi itibariyle vadesi gelmeyen senetler de söz konusu madde gereğince muaccel hale geldiğinden takibe konu edilmesinde yasaya uymayan yön bulunmadığından itiraz dilekçesi ekinde sunulan ödeme iddiasına dayanak yapılan belgelerde takibe konu senetlere atıf bulunmadığı gibi iddia edilen ödemelerin sözleşmedeki hükme ilişkin olduğu hususunun yargılamayı gerektirdiği-
Takip konusu bononun yasal unsurlara haiz olduğu, senet üzerinde herhangi bir tahrifatın bulunmadığı, miktar kısmındaki "TL" ibaresinin üzeri çizilerek yerine "USD" yazılması senedin matbu olmasından ötürü tahrifat sayılmayacağı, borcun ödendiği iddiasının İİK'nın 169/a maddesinde belirtilen belgelerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı borçlu tarafın, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-