Davayı geri almanın davadan feragatten farklı olduğu- Davayı geri alan davacının, bununla talep sonucundan, yani hakkının özünden feragat etmemekte, sadece davasını geri almakta ve onu ileride tekrar açabilme hakkını saklı tuttuğu- Davacının davasını geri alabilmesi için davalının rızası gerektiği- (m.185/1) Davacının, davalının rızası (muvafakatı) ile davayı geri alabileceği- Davalının rızasının açık (sarih) olması gerektiği- Zımnî muvafakatin yeterli olmadığı-. Dava, davalının yokluğunda devam ediyorsa, davacının davasını geri almasına imkân bulunmadığı;: çünkü davalının buna açıkça muvafakat ettiğini (mahkemeye) bildirmesine imkân bulunmadığı- Davanın geri alınması durumunda mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına” kararı verileceği; burada davayı geri alan davacının, bununla davasını terk etmiş olduğu-
Senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde HMK 207 gereğince yok hükmünde olduğu- Bir başka anlatımla, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onanması gerekeceği- Onanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılacağı-
Sözleşmede takip alacaklısının imzası bulunmuyor ise de sözleşme kapsamında takibe konu 01 numaralı senet tarif edilerek senette imzası bulunan ...ın eşi ....’a teminat senedi verileceği ve verilen bu senedin yapılacak işlerin yapılmama ihtimaline binaen verildiği hususunun “... iş zamanında yapılmaz ise şirket ...’ın eşi ...’a yapılmayan işlerin bedel teminatı olarak 19.01.2022 vadeli 01 nolu 150.000,00 TL'lik ....k. İnş. senedi verilmiştir....“ şeklinde şerh edildiği dolayısıyla, takibe konu senetlerden 01 numaralı ve 150.000,00 TL bedelli senet yönünden teminat olduğunun kabulü ile bu senet yönünden durdurma kararı verilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlu tarafından temyiz aşamasında dosyaya sunulan ................. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ................. sayılı kararı ile takip alacaklısı ....... hakkında Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan mahkumiyet, Resmi Belgede Sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına kararı verildiği ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararının ........... Bölge Adliye Mahkemesi .............. Ceza Dairesinin ............ tarihli kararıyla kesinleştiğinin görüldüğü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesiyle kesinleşmiş mahkumiyet kararının bağlayıcı olacağı hüküm altına alınmış olmakla ......................... Ağır Ceza Mahkemesi kararının hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı olduğu sabit olup, bahsi geçen mahkumiyet hükmü nazara alınıp değerlendirilmek sureti ile sonuca gidilmesi için ........... Bölge Adliye Mahkemesi ........... Hukuk Dairesinin .............sayılı kararının bozulması gerektiği-
Şikayetçi borçlu F. İ.'in istinaf yargılaması aşamasında, 09.12.2022 tarihinde vefat etmesi halinde mahkemece borçlunun mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve ölü kişi hakkında yazılı şekilde hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK’nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkin olarak aynı Kanun’un 169/a-3. maddesinde düzenlenen husus, İİK’nın 71. maddesinde düzenlenmediğinden icra mahkemesince, itfa şikayetinde borçlu tarafından sunulan belgedeki imzanın, alacaklı tarafından ikrar edilmemesi halinde imzanın alacaklıya ait olup olmadığı konusunda inceleme yapılamayacağı, hal böyle olunca; mahkemece İİK’nın 71. maddesindeki açık düzenlemeye aykırı olacak şekilde borçlu tarafından sunulan ve alacaklının cevap dilekçesi ile imzası inkar edilen ödeme belgesi üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi isabetsiz olup, birleşen itfa şikayetinin reddine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca gidilmesinin ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar BK'nin 53 ve TBK'nin 74. maddelerinde ceza mahkemelerince verilen kararların hukuk hakimini bağlayacağına ilişkin açık hüküm yoksa da, bu maddenin genel yorumundan ve özellikle son cümlenin karşı anlamından ceza mahkemelerinin verdiği mahkumiyet kararlarındaki eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olay konusundaki kabulü, hukuk mahkemesini de bağlayacağı-
Yargıtay 12. Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği- Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı-
Vekilin, vekaletnamesinin kapsamında vekili olduğu şirketi kendi şirketi lehine kambiyo senedi ile borçlandırma yetkisinin olmadığı durumlarda, takip konusu bononun vekaletnamedeki yetki kapsamında düzenlenmemiş olacağından, bu bono nedeni ile borçlunun sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Çekten dolayı kendisine müracaat olunan kimse, keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremeyeceği- Bu kuralın istisnası da , hamilin, çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş ise, borçlu, keşideci veya önceki hamillerle arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı da ileri sürebileceği-