Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkının, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olduğu- Satış ilanının tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine veya satış ilanının içeriğine itiraz edildiğine yönelik borçlu vekilinin iddiası bulunmadığından ihaleden sonra kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiği dolayısıyla taşınmaza düşük kıymet takdir edildiği yönündeki iddiasının dinlenilemeyeceği- KDV oranının yüksek gösterildiği iddiasının yedi günlük sürede mahkemede ileri sürülmediğinden fesih sebebi olarak dikkate alınamayacağı- İhale konusu taşınmazla ilgili kamu düzenine aykırı bir durum olmadığından ihalenin feshi talebinin reddinin yerinde olduğunu ancak Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine ihale bedelinin %5 oranında para cezasına takdir edilmesi gerektiği-
Mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazlar nazara alınarak konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak ve rapor aldırılmak suretiyle, taşınmazın tespit edilecek değerinin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması hâlinde düşük değer üzerinden satışa başlandığı anlaşılacağından ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında ya da aynı olması hâlinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce yaptırıldığı, kıymet takdirine itiraz üzerine, icra hukuk mahkemesinin şikayetin kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğunun açıkça belirtilmemiş olduğu, icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme ve keşif tarihinden başlayacağından, satış tarihi itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin geçmiş olduğu, bu durumda, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiğinden, şikayete konu ihalenin bu gerekçe ile de feshi gerektiği-
İhale konusu taşınmazların kıymet takdirine yönelik şikayetin karara esas alınan 25.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda açıkça taşınmazların değerinin 07.12.2019 tarihi itibariyle tespit edildiğinin yazıldığı, 07.12.2019 tarihinin icra keşif tarihi olduğu, ihalelerin 08.12.2021 ve 09.12.2021 tarihlerinde yapıldığına göre, İİK.’nin 128/a-2 maddesinde yazılı iki yıllık sürenin aşıldığı, ilk derece mahkemesince tüm taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda veya mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nın 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntemin şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyeceği, borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan 12.12.2018 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 16.02.2021 günü itibariyle İİK'nın 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin geçtiği, o halde, İİK’nın 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiği de nazara alınarak asıl ve birleşen davada şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
TTK . m. 1366/2 uyarınca, geminin kıymet takdirinin icra mahkemesince saptanması gerektiği ve İİK 128/a-2 'de öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcı gemiler yönünden bilirkişi raporunda veya mahkeme kararında açıkça değerleme tarihi belirtilmemiş olsa bile icra mahkemesince geminin değerinin fiilen tespit edildiği tarihte başlayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesince, kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içerisinde satış gerçekleştirildiğinden bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup, ileri sürülen diğer istinaf nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ve ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğunun ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya çıkarılan kıymet takdir raporu ve satış ilanının "muhatabın tebliğ anında adresinde bulunamaması işte olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan eşi ........... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhi ile sırasıyla ........... ve ........... tarihlerinde tebliğ edildiğinin, kendisine tebligat yapılan .............'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu olduğunun görüldüğü, bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan her iki tebliğ işleminin hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu- Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmüş olup borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını ve taşınmazın gerçek değerinden kat kat düşük değere satıldığını da ileri sürdüğünün anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedelden daha az ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, o halde, ilk derece mahkemesince, HMK'nun 324. maddesi kapsamında delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avansın, nereye yatırılacağının açıkça belirtilerek ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılarak) borçluya usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Dairemizin bozma ilamında icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri tarihi itibariyle kıymet takdiri yapılması gerektiği şeklindeki değerlendirme maddi hataya müstenit olup, muhammen bedelin mahkeme keşif tarihi olan ............ tarihi itibari ile belirlendiği görülmekle bu tarih itibari ile değerlendirme yapılması gerektiği-