İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında emsal ücret araştırması gerekeceğinden davacı, davalı işyerinde nitelikli kazıcı iş makinası operatörü olarak çalışmış olup davacının ücretinin, işçi-işveren sendikalarından ve ilgili meslek odasından sorularak tespit edilen ücrete göre tazminat ve alacaklarının hesaplanması gerektiği-
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda, gerçek ücretin tespitinin önem kazandığı, işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmesi ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerektiği- İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması halinde, TBK'nun 401. maddesine göre tespit olunacağı-
Şirketin davalıdan aldığı işi hangi tarihe kadar yürüttüğü tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği, davacının, davalı bünyesinde işe başladığı 18.11.2011 tarihi ile KSV Grup İnşaat Ltd. Şti'nin, davalıdan aldığı işi yürütmeye başladığı 13.12.2011 tarihleri arasında; ayrıca bu şirketin işi bıraktığı tarih ile davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davalı çalışanı olarak gösterildiği 03.06.2013 tarihleri arasında davacı ile davalı arasındandaki ilişkide iş sözleşmesinin bağımlılık unsurunun tamamlandığı ve anılan dönemler için davaya bakmakla İş Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilerek bir karar verilmesi gerektiği- 
Kıdem tazminatı, manevi tazminat ile prim, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Davacının davalı iş yerinde çalıştığı, taraflar arasında brüt ücret miktarında uyuşmazlık bulunduğu, kıdem ve ihbar tazminatlarının giydirilmiş ücret üzerinden, fazla mesai ücreti, genel tatili, hafta tatili ve izin alacağının işveren elindeki kayıtlarla hesaplanması gerektiği, bu nedenle alacakların başlangıçta belirsiz olduğu, açıkça belirli olmayan ve tartışmalı alacaklar ise kısmi eda külli tespit davası konusu yapılabileceğinden, mahkemece yazılı gerekçe ve yasaya aykırı olarak süre verilmeden hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dosya içeriğine göre davacının davalı iş yerinde çalıştığının, brüt ücret miktarında uyumazlık bulunduğunun, fazla mesai ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağının işveren elindeki kayıtlarla hesaplanması gerektiğinin, bu nedenle alacakların başlangıçta belirsiz olduğunun anlaşıldığı, açıkça belirli olmayan ve tartışmalı alacaklar ise kısmi eda külli tespit davası konusu yapılabileceğinden, mahkemece yazılı gerekçe ve yasaya aykırı olarak sürede verilmeden hukuki yarar şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı- İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanlarının gözetilmesi ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği- İşçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlıkta, davalıya ait hurda müdürlüğü işyerinde pres operatörü olarak 26.06.1985-04.04.2012 arasında 4857 sayılı Yasa kapsamında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmış olan davacı "en son ücretinin net 1.200,00 TL olduğunu", davalı ise "ücretin bordrolarda yazılı miktarda olduğunu"  ileri sürmüş, davacı tanıkları, "ücretin net 1.500,00 TL olduğunu" beyan etmişler, emsal araştırmada ücret net olarak 1.400,00 TL olarak bildirilmiş olup, bordrolar ve toplu bordroların bir kısmı imzalı olup asgari ücret seviyesinde olduğu; bu durumda, davacının, işyerindeki kıdemine, yaptığı işe ve mevcut delillere göre aylık en son ücretinin net 1.200,00 TL olduğunu ispatlamasına rağmen mahkemece asgari ücret üzerinden hesaplanan tazminat ve alacakların hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, bilirkişinin 1.200.00 TL net ücrete göre hesapladığı seçenek değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Taraflar arasında ücretin miktarı ve ücretin eki niteliğindeki ikramiyenin varlığı ihtilaflı olduğundan belirli alacaktan söz edilemeyeceği-
Davacı tanıkları dahi davacının 900,00-950,00 TL net ücret aldığını beyan ettiklerine, davacı da aylık net 1.000,00 TL ücret aldığını beyan ettiğine göre davacının son aldığı ücretin 900,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken, talep ve tanık beyanlarını aşar şekilde aylık 1.255,00 TL net emsal ücreti esas alınan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğu- Sadece dava dilekçesinde miktar esas alınarak davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-