Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, aktif ve pasif dava (takip) ehliyeti bulunmadığı bu nedenle adi ortaklığı oluşturan şahıslar adına ayrı ayrı ödeme emri gönderilmesi gerekeceği–
5020 sayılı kanunun 20/e maddesi uyarınca “icra takiplerinde borçlular tarafından yapılan tüm itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı”–
Şikayet eden borçlulara usulüne uygun olarak satış kararının tebliğ edilmemiş olmasının, “ihalenin feshini” gerektireceği–
İştirak nafakanın alacaklısı müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eş olduğundan, eşin de velayet hakkı küçüğün reşit (ergin) olması ile sona ereceğinden, bu tarihten sonra iştirak nafakası talep edilemeyeceği–
İpotek kurulmasından veya haciz konulmasından sonra, alacaklının rızası olmaksızın borçlunun taşınmazı üzerinde bir yükümlülük kurması halinde, bu durumun alacaklıların haklarını etkilemeyeceği; alacaklının, taşınmazın “bu hakla” ya da “bu haktan ari olarak” arttırmaya çıkarılmasını isteyebileceği-
Temlik sözleşmesi ayakta durduğu sürece –dava yolu ile temlikin iptaline ilişkin mahkemeden ilam alınmadığı sürece- temliken alacaklı olmuş olan kişinin “alacaklı sıfatı” ile takipte bulunabileceği–
İflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararından sonra başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş olan borçluya karşı yapılmış veya yapılacak olan rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerin satış aşamasına kadar devam edeceği–
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılan icra takibinde, İİK’nun 89/I maddesi uyarınca haciz ihbarı gönderilmek suretiyle borçlunun bir banka şubesindeki hak ve alacakları üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–
Medeni hakları kullanma ehliyetinden kısmen veya tamamen mahrum olan kişilerin kambiyo senedi düzenleyemeyecekleri; bu nedenle borçlunun senet düzenleme amacıyla noterden vekaletname verdiği tarihte de hukuki ehliyete sahip olması gerektiği, aksi takdirde senedin geçersiz olacağı; senedi düzenleyen kişinin ehliyetsiz olması halinde alacaklının iyiniyet iddiasında bulunamayacağı; ehliyet kamu düzenini ilgilendirdiğinden, “süresiz şikayet” yoluyla icra mahkemesinden takibin iptalinin istenebileceği-