İcra mahkemesinin tarafları istinaf süresi konusunda (tebliğden itibaren iki hafta olarak) yanıltması halinde istinaf incelemesinin yapılması gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince "karara karşı tefhim veya tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolunun gösterilmesi ve tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapılması halinde istinaf başvurusunun süresinde sayılarak istinaf nedenlerinin incelenmesi gerektiği-
Kesinlik sınırını geçmediği anlaşılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı-
İstinaf yoluna başvuru süresinin tefhimden itibaren on gün olduğu kabul edilse dahi, mahkemece hükümde kanun yolu süresinin tebliğden itibaren iki hafta olduğu gösterilmiş olduğundan, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
12. HD. 05.12.2023 T. E: 1046, K: 8277
12. HD. 29.11.2023 T. E: 7769, K: 7978
12. HD. 23.11.2023 T. E: 5247, K: 7763
İtirazın kaldırılması talebinin reddi ve itirazın kaldırılması kararlarının temyiz edilebilirlik niteliğinin tespitinde asıl alacak miktarının esas alınacağı- Direnme kararının verildiği 22.06.2022 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 107.090,00 TL olmakla uyuşmazlığa konu asıl alacak miktarı (90.495,55 TL) dikkate alındığında 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- "Borçlu vekilinin temyiz sebepleri gözetildiğinde uyuşmazlık konusu miktar toplam 90.495,55 TL asıl alacak ve asıl alacağın % 20'si oranında icra inkâr tazminatının ilişki olduğu, uyuşmazlık konusu değerin İİK m. 364/1'de belirtilen kesinlik sınırını geçtiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte asıl alacağa bağlı olarak tazminata ve para cezasına hükmedildiği davada, temyiz sınırının asıl alacak üzerinden değil tazminat ve ceza değerinin üzerinden hesaplanacağı- "Asıl alacağa bağlı olarak tazminata ve para cezasına hükmedildiğinden kesinlik sınırının tespitinde asıl alacak miktarının gözetilmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-