Zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi davalarında iddia ve savunmanın tanık beyanları ile kanıtlanabileceği–
Mer’aya ait uyuşmazlıklarda, başka köyden temin edilecek bilir-ki- şilerin -tarafların gösterecekleri tanıklarla birlikte- taşınmazın ba-şında dinlenerek karar verilmesi gerekeceği–
Daha önce davalının parseli içinde kalan bina ve ağaçların imar parselasyonu nedeniyle davacıya geçmiş olması halinde, «davalının elatmasının önlenmesine» karar verilemeyeceği, İmar Kanununun 18. maddesindeki yolun izlenmesi gerekeceği–
Tapuda yer almayan fakat fiilen sonradan oluşan yola el atıldığından bahisle el atmanın önlenmesi davası açılamayacağı–
Bitişik iki taşınmaz arasındaki elatmanın önlenmesi davasında uyuşmazlığın çözümlenmesinin taşınmazlar arasındaki sınırın tesbitine bağlı olduğu, sınırın bilirkişi ve tanıkla saptanamaması halinde tapu kayıtlarındaki miktara bakılması gerekeceği, miktarın fazla çıkması halinde, fazlalığın tapulardaki miktarlar oranında taraflar arasında bölüştürülmesi, tapulardaki miktarlara göre sınır tesbiti halinde davalının elinde tapudakinden az miktarda yer kalması halinde, elatma iddiasının reddedilmesi gerekeceği–
Mer’alar gibi yaylaların da belirli bir köye ait olduğunun kabul edilebilmesinin, bu hususta bir tahsis kararı bulunmasına ve böyle bir karar bulunmadığı taktirde kadimden (başlangıcı bilinmeyen bir zamandan) beri, yararlanma hakkının belirli bir köy halkında olduğunun isbatına bağlı olduğu –
Komşusuna ait binanın hava ve ışık almasını önlemek amacıyla kendi parseline duvar inşa edilen davacının bu tutumunun MK.2’deki “iyiniyet kuralları” ile bağdaşmayacağı–
E.tmanın önlenmesi davalarında özel olarak mahkeme dışında yaptırılan ölçümün, mahkemeyi bağlamayacağı–
Zilyetliğe dayanan elatmanın önlenmesi davasının, tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah edilebileceği–