Davacının, hile hukuksal nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil isteği ile eldeki davayı açtığı, isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 2. kitabının üçüncü kısmı hariç ilk iki kısmında yer alan (118 ile 395. madde arası) hükümleriyle bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla çekişme konusu yapılan uyuşmazlığın Aile Mahkemesi tarafından değil, genel mahkemelerce çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Mahkemenin verdiği çelişkili hüküm fıkrasının, davanın tarafları arasında tereddüt oluşturduğundan, uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak nitelikte görülmediği, verilen bu hükümle bağlı kalınmaksızın mahkemece, usul ve kanuna uygun olarak davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığı sonlandıracak hüküm kurulmasının gerektiği-
Davanın, suya müdahalenin men'i istemine ilişkin olduğu, görev hususunun, kamu düzenine ilişkin olup, yargılama sona erinceye kadar davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de resen gözönünde tutulmasının gerektiği, Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre; su davalarında görev tayininin suyun değerine göre belirleneceği, bunun ise, çekişmeli suyun davacı tarafa sağladığı yarar gözönünde tutularak belli edilmesinin gerektiği, bunun içinde çekişmeli sudan yararlandığı iddia olunan taşınmazların, susuz halindeki değerleri ile sulu halindeki değerleri arasındaki farkın, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmesinin, görev hususunun da bu değere göre belirlenmesinin gerektiği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
İşin esasının ve dava konusu taşınmaz bölümünün, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümlerinin, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Mahkemece dava konusu taşınmaz bölümünün, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Mahkemece dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36.maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-