Mahkemece, davalı tarafın çektiği tel örgünün ve beton kazıkların nereyi ihata ettiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği gibi; elde edilen 3 adet bilirkişi raporu da elatılan yer yönünden farkı miktarları içerdikleri halde, bu konuda kuşkuyu ortadan kaldıracak şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılmaksızın neticeye gidilmiş olmasının da doğru olmadığı-
Davacının kira ilişkisinden kaynaklı tahliye ve kira alacağı isteğinde bulunduğu, Yasa’da öngörüldüğü şekilde usulüne uygun ıslah yapılmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık olduğuna göre son oturumda ileri sürülen TMK’nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin dinlenme olanağının bulunmadığı-
Mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteği-
Çekişmeli taşınmazlarda iptale konu edilen payların dava tarihindeki değerinin belirlenmesinin ve yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler uyarınca harç ikmalinin sağlanmasının, ondan sonra işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası-
Olayda sözleşmeden sonra muhtesat yapımı söz konusu olmadığından tazminat isteğinin reddi doğru ise de sözleşme kapsamı nazara alınarak elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne; karşı tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Sağlığa zarar verdiği ve tesislerde çalışan jeneratörlerin çıkardığı yüksek ses sonucu gürültü kirliliği oluşturduğu iddiaları ile davalı GSM şirketlerine ait baz istasyonlarının kaldırılması talepli davada, mahkemece baz istasyonlarının limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olduğunu belirten bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar vermesinin isabetsiz olacağı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği-
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin Adli Yargı’ya ait olduğu, ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde İdari Yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya İdari Yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin Adli Yargı tarafından saptanmasının gerekeceği-
Kadastral yöntemlere uygun biçimde yapılan ölçüm sonucu taş duvar ve tel örgünün tecavüzlü bulunduğu buna karşın sulama havuzu ve meyve ağacının tecavüzlü olmadığının bildirildiği, o halde, taş duvarın bulunduğu alanla sınırlı olmak üzere davanın kabulüne; sulama havuzu meyve ağacı bakımından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-