H.n imarla oluşan sicil kayıtları hukuki varlığını koruduğuna ve idari işlemle tekrar eski kadastral durum ihya edilmediğine göre, dava yoluyla ihyasının istenebileceği, esasen davacıların da bunu amaçlayarak eldeki davayı açtıkları gözetildiğinde, davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasında görülen karşılıklı mülkiyetin tespiti, tazminat ve müdahalenin men'i davası-
Davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanarak, işin esası bakımından bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
Davalının taşınmaz üzerindeki yapılanmasının taşınmazın vasfını değiştirip değiştirmediğinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek, hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise tapu iptal ve tescil olmazsa bedelin tahsili isteklerine ilişkin olup; TMK'nun 706. BK'nun 213. ve 2644 Sayılı Yasanın (Tapu Kanununun) 26. maddeleri tapulu taşınmazların resmi şekilde yapılmayan temliklerine hukuken değer verilemeyeceği hükmünü öngörmektedir. Her ne kadar satış geçersiz ve mülkiyetten kaynaklanan bir hak bahşetmez ise de haricen yapılan satışın kişisel hak doğuracağı ve bu hakkında satış bedeli üzerinden hapis hakkı olacağı 1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğidir. Bu durumda birleşen davadaki terditli isteklerden tapu iptal ve tescil isteminin reddi ile bedelin hüküm altına alınmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur ancak davacı TMK'nun 683. maddesi gereğince mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur. Böylesi bir durumda harici satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği açıktır. Birleşen dava ile bedele hükmedildiğine göre, el atmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmeyerek reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; birleşen davada terditli isteklerde bulunulmuş olup, terditli isteklerden bedele hükmedildiğine göre, birleşen davadaki terditli isteklerden diğeri olan tapu iptal ve tescil isteminin reddedildiğinden bahisle karşı taraf lehine Avukatlık Parasına hükmedilmiş olmasının isabetsiz olacağı-
Somut olayda; tüm paydaşların katıldığı bir anlaşma olmadığı gibi, paydaşlar arasında harici ve fiili bir taksimin de bulunmadığı anlaşıldığından, davalılar R., T. ve D. yönünden davacıların payı oranında, taşınmazda payı bulunmayan davalı G.ten yönünden ise mutlak suretle elatmanın önlenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Her ne kadar, çap iptale kadar geçerli ve çapa değer vermek gerekli ise de davada yıkım isteği de bulunduğu gözetilerek ileride telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermemek bakımından öncelikle tersimat hatasının giderilmesi bakımından taraflara (özellikle savunmada bulunan davalıya) dava açmaları ve hatanın giderilmesi konusunda olanak tanınmasının ve eldeki dava bakımından mesele-i müstehire (bekletici sorun) kabul edilmesinin, orada belirlenecek duruma göre eldeki davanın karara bağlanmasının zorunlu olduğu-
Kadastroyla oluşan çap durumuna göre elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinin uygulama olanağının bulunmadığı-