Dava konusu dükkanlar yönünden davacı tarafça ecrimisil davası açıldığı, ancak ıslahla arttırılan istekleri davalı tarafın zamanaşımı def'i yerinde görülerek reddine karar verildiği, davacının ecrimisil davasında tahsil edemediği bu meblağın davalının borcu kabul edilmesinin ve ödenmediği için davacının munzam zararının oluştuğunun kabulünün hatalı olduğu, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Toplanan delillere göre dava konusu iki taşınmazın tamamına müdahale ettiği ancak bahçeli kerpiç ve ahır ev niteliğindeki .... ada .... parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin ahırlara saman balyası koymak suretiyle bulunduğu gözetildiğinden; söz konusu taşınmaz yönünden ahır ve samanlığın bedeli gözetilerek dava değeri belirlenip buna göre toplam değer üzerinden harç ve vekalet ücreti hesaplanması gerekirken, ... ada ... parsel arsa ve ev bedeli de eklenmek suretiyle hesaplama yapılmasının yerinde olmadığı-
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkin davada, dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede davalıya yeni bir süre verildiği gözetilerek, ihtarnamenin tebliği tarihinin 10 gün sonrasından başlatılmak üzere dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken fazla tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Ecrimisil ve maddi tazminat isteği-
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru işlemeye başladığı-
Taşınmazın başkasına satılmasının, kiracının kişisel hakkını ortadan kaldırmayacağı, davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası değil, 6570 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kiralananın tahliyesi ve kira alacağı davası açması gerekeceği-
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu .... nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu ve davalının taşınmazda bir müddet oturduğu, eldeki dosya davalısı tarafından tescilin yanlış yapıldığı iddiası ile dava konusu.... no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili için .......... tarihinde açılan davada bahsi geçen dairede 10 aydır eldeki dosya davalısının oturduğunun beyan edildiğinin anlaşıldığı, ancak dosya kapsamından davalının dava konusu taşınmazı ne zaman boşalttığının net olarak anlaşılamadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen, mahkemece tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için süre ve imkan verilmediği ve tanık dinlenmeden karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece usulüne uygun şekilde tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için süre ve imkan verilmesi, davacı tanıkları dinlenerek davalının taşınmazda oturduğu ve taşınmazı boşalttığı tarihlerin tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği- Mahkemece, dava konusu ilk dönemdeki kira bedeli belirlenip buna ÜFE oranında artış uygulanarak ilerleyen yıllar ecrimisil bedelinin belirlenmesi gerekirken, her dönem ecrimisil bedelinin ayrı ayrı belirlenmesinin isabetli olmadığı-
8. HD. 10.06.2021 T. E: 2019/5348, K: 4998-
Davacılarla davalılar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığının, davalıların davacılar murisi ... ...’nın mirasçıları olmadığının, külli halefiyet ilkesi gereğince davacıların, murislerinin hayatta olduğu döneme ilişkin koşullarının bulunması halinde ecrimisil talep edebileceklerinin sabit olduğu, bunun yanında davacılarca gerek davalılar gerekse bir kısım kiracılara yönelik olarak keşide edilen ihtarnamelere ve tanık beyanlarına göre kira ilişkilerinden haberdar olduklarının da kabulü gerektiğinden, dava konusu taşınmazların tek tek tespitlerinin yapılıp, hangi taşınmazı kimin kullandığının, kullanıyorsa hangi sıfatla ve ne şekilde kullandığının tespit edilip, kira ilişkisi söz konusuysa davacıların bu kira ilişkisini bilip bilmediğinin gerek tanık beyanları gerekse ihtarnameler vasıtasıyla, kira ilişkisiyle ilgili bilgileri ve muvafakatleri olup olmadığının ortaya koyulması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 10.06.2021 T. E: 2019/2774, K: 4997-