İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-  Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı 3. ...