İçerik Akışı

Tebligat Usulsüzlüğüne Dair Kararlar:

“Tebligat usulsüzlüğü şikayeti”ne ilişkin icra hukuk mahkemesi kararlarının kesinleşmeden uygulanamayacağı-

Adi Ortaklığı Oluşturan Ortakların Borçlu Olması:

Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak "kâr payı" veya "tasfiye payı"na haciz konulmasının mümkün olduğu, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı- İcra müdürlüğünce çıkarılan haciz müzekkerelerinde adi ortaklığın hakedişlerinin haczine ilişkin bir karar bulunmasa da, borçlu "adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu"nu iddia etmiş olduğundan, mahkemece, adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının sorularak saptanması sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-

Akdi Vekalet Ücreti - Hukuki Mütalâa

Avukat Olan Davacı, Müvekkili Davalı Şirkete Belediye Tarafından Gönderilen “Ödeme Emrinin İptali”ni İdare Mahkemesi’nde Sağladıktan ve Müvekkili Davalı Şirket Tarafından Azledildikten Sonra, Aralarında Yazılı Bir Avukatlık Ücreti Sözleşmesi Olmamasına Rağmen, Akdi Avukatlık Ücreti Olarak Müvekkilinden Avukatlık Kanunu mad. 164/4 Uyarınca “Nisbi Avukatlık Ücreti” Talep Edebilir mi, Yoksa Davacı Avukatın, Müvekkilinden Talep Edebileceği Avukatlık Ücretinin, (Avukatlık Kanunu mad. 168 ve) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince, “Maktu” Olarak mı Belirlenmesi Gerekir?

Kredi Kartından Doğan Uyuşmazlıklarda Görev:

Kredi kartından doğan uyuşmazlıkların çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğunun, mülga 4077 s. Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesiyle belirlenebileceği- İlgili kanunların yürürlük tarihiyle bağıntılı olmaksızın, kart hamilinin de "tacir" olduğu durumlarda, kart veren kuruluş ile tacir olan kart hamili arasındaki davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olacağı- HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra görevli mahkemenin, dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 s. TTK'nın -6335 sayılı Kanunla değişik- 5. maddesi uyarınca asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmeden önce, asliye ticaret mahkemesinde açılmış ve taraflarca işbölümü itirazında bulunulmamışsa, ortada "görev uyuşmazlığı" bulunmadığından bu davaya asliye ticaret mahkemesince devam edilmesi gerekeceği- Dava, kredi kartını veren banka tarafından 02.04.2014 tarihinde (6502 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce), tüketici olan kart hamiline karşı açılmış olduğundan, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 s. TTK. mad. 4 ve 5. uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, özel kanun olan 5464 s. Kanunun 44/2 ve 43 gereğince, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu kabulü gerekeceği-

Yedieminlik Ücreti- İhalenin Feshi:

İİK'nun 115. maddesine göre satış talebi ile ihale tarihi arasındaki yediemin ücreti, aracın paraya çevirme giderlerine dahil olduğundan bu miktara yediemin ücreti ile tebligat giderlerinin de ilavesinin gerekeceği, İİK.nun 115. maddesi gereğince, bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesinin gerekeceği-

Akdi Vekalet Ücreti, Hukuki Yardımın Ne Zaman Başladığı:

Hukuki yardımın ne zaman başladığının her işlemin özelliğine göre farklılık gösterebildiği- Dava açılmış ise, davanın açıldığı, ya da tespitin yapıldığı tarih; müvekkil aleyhine dava açılmış ise cevap verme tarihi, ya da vekaletnamenin verilme tarihinin hukuki yardımın başladığı tarih olarak esas alınması gerektiği- Ücret sözleşmesinin yer almadığı, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin davalarda;  değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde hukuki yardımın başladığı tarihteki yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanarak, hukuki yardımın yapıldığı tarih 2.5.2001 tarihinden önce ise asgari ücret tarifeleri; 02.05.2001 ile 20.1.2004 tarihleri arasında hukuki yardım başlamışsa yüzde "beş" ile "on beş"; bu tarihten sonra ise, yüzde "on" ile yüzde "yirmi" arasındaki bir oran tatbik edileceği, değeri para ile ölçülemeyen davalarda ise avukatlık asgari ücret tarifelerinin uygulanacağı- Azil haklı olduğundan, bitmemiş dava ve takiplerden dolayı davacı avukatın davalılardan herhangi bir ücret isteyemeyeceği, bu hususta emek ve mesaisi gözönünde bulundurularak hakkaniyet adı altında mahkemece herhangi bir ücret belirlenemeyeceği- Azil tarihi itibariyle kesinleşmiş, sonuca bağlanmış dava ve takipler ile devam eden takipler yönünden tahsilat yapılmış ise, tahsil edilen miktar yönünden taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi mevcut olmayıp, vekalet ilişkisi 04.07.2001 tarihinden itibaren başladığından bu tarihten 20.1.2004 tarihine kadar başlatılan dava ve takipler yönünden yüzde "beş" ile "on beş", 20.01.2004 tarihi ve sonrasında başlatılan dava ve takipler yönünden ise yüzde "on" ile yüzde "yirmi" arasındaki bir oran tatbik edileceği, değeri para ile ölçülemeyen davalarda ise avukatlık asgari ücret tarifelerinin uygulanacağı- Mahkemenin, gerekçeli kararında olayda %10 - %20 oran arasından alt sınır olan %10 oranın uygulanması gerektiğinin belirtilmesi ve bu gerekçenin davacı tarafından temyiz edilmemesi üzerine hesaplamada alt sınırın uygulanması gerektiğinin davalılar lehine kazanılmış hak oluşturduğu, davacı avukat tarafından daha önce gerek davalılardan vekalet ücretine mahsuben aldığı gerekse bazı icra dosyalarından ayrıca tahsil ettiği vekalet ücreti varsa bu miktarlarında hesaplanacak vekalet ücretinden düşülmesi gerektiği-

675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname:

Bilgi Notu-

Gizli Ayıp ve Eksik İmalat Bedelinin Tahsili İçin Açılan Belirsiz Alacak Davası:

Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamayacağı- Davanın açıldığı tarihte davacının elindeki belgelerden davanın miktarının bilindiği ve bilinen miktar itibariyle uyuşmazlığın çözümü de tüketici hakem heyetinin görev alanına giriyorsa, söz konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak tüketici hakem heyetine başvurmadan tüketici mahkemesinde dava açılamayacağı- Eksik imalat ve ayıp değeri davanın açıldığı tarihte davacı tarafından tespiti mümkün olmadığından ve bunun tespiti ancak mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile mümkün olacağından dava dilekçesinde belirtilen alacak miktarı gözetilerek, tüketici hakem heyetinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilemeyeceği-

Organize Sanayi Bölgesinde Bulunan Katılımcılara Yönelik "Arsa Tahsisi Hakkı"nın Satışı:

Organize sanayi bölgesinde bulunan katılımcılara yönelik "arsa tahsisi hakkı"nın (4562 s. Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu mad. 18) , "ayni" bir hak olmayıp, "şahsi" bir hak olduğu- Arsa tahsisi hakkı, borçluya ait şahsi bir hak olduğundan, menkul satışında uygulanması gereken bir yıllık süre içerisinde satışın istenilmemesi halinde, tahsis hakkı üzerindeki hacizler düşeceği (İİK. mad. 106; 110)- Şikayetçi bankanın alacaklısı olduğu ipoteğe konu taşınmazın paraya çevrilmesinden sonra, bakiye ihale bedeli için parsel tahsisi hakkı üzerindeki birden fazla haciz bulunması sebebiyle hazırlanan sıra cetvelinde, şikayetçi bankanın yasal bir yıllık süre sonrasında satış talebinde bulunması sebebiyle hacizleri ayakta olmadığı- İki ayrı sıra cetveline konu bedelin aynı taşınmazın satışı sonucu bakiye ihale bedeli olduğu anlaşılmakla tek bir sıra cetveli düzenlenmesi gerekeceği-

Kamu Görevlisine Karşı Açılan Manevi Tazminat Davasında Görev:

Davalı kamu görevlisinin yetkisini kullanırken veya görevini yerine getirirken meydana gelen bir zarardan dolayı tazminat istemine ilişkin olmayan davada, davalının, Üniversite tarafından açılan idari tahkikat sırasındaki ifadesinde kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmasından dolayı tazminat istemine ilişkin olması nedeni ile işin esasının incelenmesi gerekirken, mahkemece, "Anayasanın 129/5. maddesi, 657 s. K.'un 13. maddesi uyarınca kamu görevlisine karşı dava açılamayacağı gerekçesi ile istemin husumet nedeni ile reddedilmesinin isabetsiz olduğu-