Tapu iptali ve tescil-
Temlik eden alacaklılara ait dosya alacağının, temlik işlemiyle birlikte temlik alana geçtiği ve bu kısım alacak yönünden tasarruf (takip) yetkisi bulunduğu ve de temlik alan vekilinin işlem yaptığı, buna rağmen müzekkereye temlik edenlerin isimlerinin yazılmasının maddi hatadan kaynaklı işlem olduğu-
Ortaklığın giderilmesi istemi-
Yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemi-
Alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin, takibe başlandıktan sonra dosya alacağını temlik alana geçmiş olduğu, temlik edenin alacak üzerinde artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından), pasif husumet ehliyeti bulunmayan hakkında aynı ilamdan kaynaklanan vekalet ücreti için takip yapılamayacağı-
Yüklenici, eser sözleşmesi ile yasaklanmamış ise, inşa etmekte olduğu binanın sözleşme uyarınca kendisine düşecek olan bağımsız bölümlerini, tapu paylarını henüz arsa sahibinin üzerinde iken; finans temini amacıyla üçüncü kişilere satabileceği- Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK. mad. 162 uyarınca alacağın temlikinin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğu, davacının bu hakkını ancak yüklenicinin edimini tam olarak ifa etmesinden sonra arsa sahibinden talep edebileceği, davacının bu temlike dayalı olarak tescil talebinde bulunabilmesi için, kendisine temlikte bulunan yüklenicinin arsa sahibine karşı eser sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmasının, başka bir anlatımla, bu bağımsız bölümleri önce yüklenicinin hak etmesinin gerektiği- Davalı yüklenicinin henüz arsa sahibine karşı olan edimlerine yerine getirmediği ve ilama dayalı gecikme tazminatı borcunun bulunduğu anlaşıldığından, davalının tescile hak kazanmadığının kabulü gerektiği; mahkemece, davalı yüklenicinin tescile hak kazanmadığı bağımsız bölümün tapu iptali ve tescilini, dolayısıyla değerinin tazminini temlik alan davacının da isteyemeyeceği gerekçesiyle, davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yerel mahkemenin, "hisse devrine ilişkin olarak şirket ana sözleşmesinde bir hüküm bulunmadığı, devredilen hissenin dava dışı anonim ortaklığın çıplak paylarının devri niteliğinde bulunduğu, çıplak paylarının devrinin alacağın temliki suretiyle mümkün olduğu, davacı tarafından devredilen hisselerin devir keyfiyetinin şirket yönetim kurulunca kabul edilerek pay defterine de işlendiği, dolayısıyla taraflar arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğu" kararının isabetli olduğu ve onanması gerektiği-
Mahkemece, davalı tarafından alındığı kabul edilen çek bedellerinin ödenmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporunda ödeme yapıldığına ilişkin ibarelerin yer aldığı ancak, bu ödemelerin ne zaman ve ne şekilde yapıldığına ilişkin gerekli araştırmanın yeterli düzeyde yapılmadığı ve bahsi geçen taraflar arasındaki ticari ilişkinin tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadığı, bu durumda, davalı şirket tarafından yapıldığı belirtilen ödemelerin taraflarca ileri sürülen deliler çerçevesinde (banka kayıtları vb) araştırılarak belirlenmesi suretiyle temlik tarihi itibariyle davalı şirketin, temlik eden kişiye ne miktarda borcu olduğunun denetime imkân verecek şekilde tespit edilmesinin gerektiği-
Anonim şirket tarafından henüz pay senedi ihraç edilmemiş olması ve ilmühaber dahi çıkarılmaması, anonim şirkette pay devrine engel teşkil etmeyeceği; anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda 6762 sayılı TTK’da bir hüküm bulunmamakta olup, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği, bu devrin 818 sayılı BK.nun 162 ve devamı (6098 sayılı TBK 183) maddelerine göre alacağın temliki hükümleri çerçevesinde olması gerekeceği-
Hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin devri hususunda devrin noterden yapılması gerektiğine -bunun sıhhat şartı olduğuna- dair bir koşul olmadığı- Hamile yazılı senetlerin, elden teslim ile devir edilebileceği- Nama yazılı pay senetlerinin ciro ve teslim ile devir edileceği ve devrin şirkete karşı ancak paydefterine kayıtla hüküm ifade edeceği- Ultra vires ilkesinin ancak davacı şirket ortakları tarafından şirkete karşı ileri sürülebileceği- Bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinin genel hüküm niteliğindeki alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşeceği; bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devrinin ise yazılı bir devir beyanı ile birlikte anonim ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşeceği-