Davacının, ön inceleme duruşmasına gelmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, yenileme dilekçesi verilmesi üzerine, davalının bilinen adresine dilekçenin ve duruşma gününün tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edildiği- Davalıya, yeniden usulüne uygun şekilde yenileme dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğ edilmediği, ön inceleme duruşması yapılmaksızın tahkikat aşamasına geçildiği, tahkikat aşamasında duruşma gününün davalının "mernis" adresine tebliğ edilerek yargılamanın davalının yokluğunda sonlandırıldığı- Bu hususların davalının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli usul hataları olduğu-
Mahkemece, tefrik edilip sonradan birleştirilen ziynet ve eşya alacağına yönelik davada, dilekçelerin taraflara tebliği ile dilekçeler aşamasının tamamlanmasının gerektiği- Mahkemenin, hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini gerekçeli olarak açıklamasının zorunlu olduğu-
Davacı vekili yeni duruşma gününü UYAP marifetiyle öğreneceğini beyanla mazeret bildirerek celseye katılmamış, mahkemece davacı vekilinin bildirdiği mazeretin kabulüne karar verildiği halde, yeni bir duruşma günü verilerek mazereti kabul edilen davacı vekilinin talebi gibi yeni duruşma gününü UYAP marifetiyle öğrenmesine karar verilmesi gerekirken, aynı celsede yargılamaya devam edilerek mazereti kabul edilen davacı vekilinin yokluğunda karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olduğu-
Tanık listesi HMK. mad. 121 anlamında yazılı delil olmadığından, davalının cevap dilekçesinde tanık deliline dayandığını bildirmesi yeterli olup tanıkların isimlerini cevap dilekçesinde bildirmek veya tanık listesini cevap dilekçesine ekli olarak vermek zorunda olmadığı ve HMK. mad. 137 uyarınca davalıya tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilerek, tanıkların celbi ile dinlenmeleri gerektiği- Davalı alacaklı tarafça delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlar yönünden somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediği kabul edilmiş ise de; HMK mad. 119/1-e ve 194 gereğince somutlaştırma yükünün yerine getirilmemiş olması halinde, önce hakimin davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini (yeni bir vakıa meydana getirmeden, sadece mevcut vakıa kapsamında) davalıdan istenmesi ile, yargılamaya devam edilerek karar verilmesi gerektiği-
D.çeler safhası dolmadan görev konusunda karar verilebilir mi?
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Konkordato talep eden şirket adresinin olduğu yer mahkemelerinin kesin yetkili olduğu- Kesin yetkinin dava şartı olduğu-
Davalılara dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmeden (dosya üzerinden davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sora açılmış olması nedeniyle) red kararı verilemeyeceği-
Greyder ve loder kiralaması işi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin faizinin tahsili istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Usulüne uygun ön inceleme yapılmadan ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları belirlenmeden karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Davacının tanık deliline dayanarak ön inceleme duruşmasında da tanıklarını bildirmek üzere süre istemesine karşın, mahkemece uyuşmazlık konusunun belirlenmesinden önce tensip zaptı ile tanıkların bildirilmesinin istenemeyeceği gözardı edilerek ve bu hususta kesin süre verilip, tensip zaptının davacıya tebliğ edildiği gerekçesiyle tanıklar dinlenmeden esas hakkında karar verilmiş olduğu, davacı yana tanıklarını bildirmesi için süre verilerek toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği-