Aile Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, HUMK.nun -2494 s. K. ile değişik- 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden, doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Dava dilekçesi ile verilmesi halinde cevap dilekçelerinin karşılıklı olarak usulüne uygun şekilde tebliğ olunması, bu aşama tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikata geçilmesi zorunlu olup, bu yasal zorunluluğun gereğinin yapılması gerektiği, kadının boşanma davasında davacı-davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ olunmadan, usulünce ön inceleme ve tahkikat duruşmaları yapılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulmasının, kadının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu-
Davalı erkeğe cevap dilekçesi tebliğ edilmeden, ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşması yapılarak karar verilmiş olup bu şekilde tarafların ikinci dilekçelerini sunma hakları ortadan kalktığından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçilemeyeceği ve açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Baskı ve tehdit ile alınan senedin icra takibine konularak paydaşı olduğu 524 parsel sayılı taşınmaza haciz işlemi uygulandığını, devamında taşınmazın icra müdürlüğünce ihale yolu ile davalı M.’e, ondan da sırasıyla davalılar L., M. H. ve M. Sah’a satış suretiyle devredildiğini, davalıların senedin yağma yolu ile ele geçirildiğini bildiğini ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescile, olmazsa bedelin tazminine-
Davacı erkeğin tahkikattan önce bildirmiş olduğu ve açıkça vazgeçmediği tanıkları dinlenilmeden, eksik inceleme ile hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin irade beyanından dönmesini engelleyici bir hüküm bulunmadığı ve bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK. mad. 166/1-2) olarak görülmesi gerektiği- TMK. mad. 166/3'e dayalı olarak açılan davanın ön inceleme duruşmasına sadece davacı kadının gelmesi ve davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilmesini talep etmesi halinde, mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilmesi ve ön inceleme yapılarak tahkikata geçilmesi gerektiği-
D.çeler aşaması tamamlanmadan mahkemece ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşmaları yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı tarafın ön inceleme duruşmasında “ödeme kabiliyetine ulaşınca takibe konu borcu ödeyeceğim” şeklinde soyut bir beyanda bulunmasının “davanın kabulü” anlamına gelmediği- Mahkemece ön inceleme duruşmasında davalının beyanını “kabul” olarak nitelendirerek davanın reddine karar verilmiş olup vekalet ücreti yönünden davalı aleyhine yarım vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretinin tamamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava dilekçesi ve tensip zaptına ilişkin tebligatın, Tebligat Kanunu mad. 21/2 uyarınca mazbata muhtarlığa teslim edilip gösterilen adresteki bina ya da kapıya yapıştırıldığına dair bir ibare bulunmayıp tebligat usulsüz yapıldığından, ön inceleme duruşması ve tahkikat aşamasına geçilemeyeceği-
Dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmeyen, sonradan delil gösterilebilmesi için HMK. mad.145 'de belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacının ön inceleme aşamasından sonra bildirdiği tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı-
1. HD. 09.11.2016 T. E: 10097, K: 10236-