TÜRK MEDENİ KANUNU > - Eşya Hukuku > - MÜLKİYET > - TAŞINMAZ MÜLKİYETİ > - TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN İÇERİĞİ VE KISITLAMALARI > - C. Kaynak ve yeraltı suları > Madde 756 - I. Mülkiyet ve irtifak hakkı
Bir suyun MK. 756 anlamında “özel su” sayılabilmesi için, “bunun kendiliğinden yeryüzüne çıkan bir kaynak suyu” olması ve ayrıca “çıktığı taşınmazın sınırlarını aşmayacak ölçüde az” bulunması gerektiği-
Genel suların, umuma ait olup, herkesin başka kişilerin “kadim” ya da “öncelikli” haklarını engellememek koşulu ile, “faydalı ihtiyaçları oranında” bu sulardan yararlanabilecekleri, mahkemece, suların en az olduğu bir dönemde uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, suyun debisinin ölçülüp, tarafların bu suya olan gereksinimlerinin belirlenmesi, yararlandıkları başka sular varsa onlarında miktarları göz önünde bulundurularak tarafların çıkarlarına (gereksinimlerine) uygun bir düzenleme yapılması gerekeceği-
Dava, konusu suyun “özel su” sayılıp sayılmayacağı, o taşınmazın tapulu ve suyun miktarının da taşınmazın sınırlarını aşmayacak derecede az olmasına aksi halde ise genel sulardan sayılacağı ve genel sulardan herkesin, kadim veya öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabileceği-
Suya ilişkin uyuşmazlıklarda, suyun “MK. 756’da sözü edilen kaynak suyu” mu yoksa “özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek olan yeraltı suyu”mu olduğunun -öncelikle- belirlenmesi gerekeceği-
Genel suların, umuma ait olup, herkesin başka kişilerin “kadim” ya da “öncelikli” haklarını engellememek koşulu ile, “faydalı ihtiyaçları oranında” bu sulardan yararlanabilecekleri Mahkemece, suların en az olduğu bir dönemde uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, suyun debisinin ölçülüp, tarafların bu suya olan gereksinimlerinin belirlenmesi, yararlandıkları başka sular varsa onlarında miktarları gözönünde bulundurularak tarafların çıkarlarına (gereksinimlerine) uygun bir düzenleme yapılması gerekeceği-
Su uyuşmazlıklarında adlî/idari yargının görev alanı - Dava konusu suyun, bu konuda yetkili kurullarca alınmış bir tahsis kararı sonucunda davalıya verilmiş olması halinde, uyuşazlığın “idari” nitelik taşıyacağı ve davanın idari yargı merciinde çözümleneceği-