“Suya elatmanın önlenmesi” davası sonunda, dava konusu sudan çok eskiden beri yararlanan değirmenin eski halinde çalışması için lü-zumlu olan asgari suyunu azaltacak nitelikte karar verilemeyeceği-
Su uyuşmazlıklarına ilişkin davalıların asliye hukuk mahkemele-rinde görüleceğine dair bir kural bulunmadığı - Bu tür uyuşmazlıklarda, nizalı sudan yararlanan taşınmazın susuz halindeki değeri ile sudan yararlanır halindeki değeri arasındaki farkın, dava konusu uyuşmazlığın değeri olarak kabul edileceği, görev konusunun buna göre çözümleneceği-
Kadim su harkı sahibi aleyhine, onun hakkını ortadan kaldırır şekilde karar verilemeyeceği-
Başkasının tapulu arazisi içinden çıkan kaynak suyu üzerinde üçün- cü kişilerin hak iddia etmeleri halinde, kaynak suyundan yararlanmanın kadim olup olmadığının incelenmesi ve Tatbikat Kanununun 22. maddesinin gözönünde bulundurulması gerekeceği-
Davalının, davacının kadim (eskiden beri mevcut olan) su yoluna elatamayacağı-
Davacı adına tapu sicilinde kayıtlı olan değirmenin uzun süre işle-tilmemiş olmasının, değirmene ait suyun davalı tarafından alınmasını haklı kılmayacağı-
Su hakkına yapılan elatmanın önlenmesi davalarında, o çevreyi iyi bilen yaşlı bilirkişiler ile tarafların tanıklarının yerinde yapılacak keşif sırasında dinlenmeleri gerektiği-
“Kimsenin mülkü olmayan sulardan herkesin istifade edebileceği” kuralı uyarınca, dava konusu su üzerinde “kadim istifade hakkı” bulunduğunu ispat edemeyen davacının elatmasının önlenmesi isteminin reddi gerekeceği-
Kaynakların, arzın ayrılmaz parçası olup, kaynadıkları toprağın mülkiyeti ile birlikte iktisap olunacakları-
MK. 742 ve 756 hükümlerinin uygulama alanları - MK. 742 hükmünün; yağmur ve kar suları gibi tabii olarak akan sular hakkında, MK. 756 hükmünün ise; taşınmaz sahibinin bağımsız tasarrufuna konu kaynaklar hakkında uygulanabileceği-