Tarafların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde, Türk hukukunun uygulanması gerekeceği–
Tanık olarak dinlenmeyen kişinin, noterlikteki beyanının hükme dayanak yapılamayacağı–
Anlaşmalı boşanma halinde, eşlerin anlaştıkları her konuda, «infazda karışıklık yaratmayacak şekilde» hüküm kurulması gerekeceği–
Davacının talebi üzerine «boşanma» kararı verildikten sonra, karar kesinleşmeden davacının davadan feragati üzerine, mahkemece «davanın feragat sebebiyle reddine» karar verilemeyeceği bu durumda dosyanın Yargıtay’a gönderilip Yargıtay’ca feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmek üzere» kararın bozulacağı–
Davalının «ruhsal rahatsızlığı»nın ileri sürülmesi halinde, mahkemece -MK. 405 ve HUMK. 42. uyarınca- sulh hukuk mahkemesine yazı yazılarak «davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği»nin sorulması gerekeceği–
Boşanma davalarında, temyiz harcının noksan yatırılmış olması halinde, yapılacak işlem–
Almanya’da dava açıldığı tarihte her iki tarafın da Türk vatandaşı olması halinde -davadan sonra kadın Alman vatandaşı olsa dahi- boşanma davasına Türk hukukunun uygulanacağı–
Boşanma nedeni yapılan hakaret olayından sonra tarafların barışıp uzunca bir süre birlikte yaşamaları halinde, davacının davalı eşini affetmiş, geçen olayları hoşgörü ile karşılamış sayılacağı– Boşanma davası açılınca eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakları doğacağı; istek olmasa bile dava süresince, davaya bakan hakimin gerekli tedbirleri re'sen almak zorunda olacağı-