Henüz 10 yaşında olan küçüğün, annesi ve babası arasında görülen boşanma davasında taraflardan birisinin lehine, diğerinin de aleyhine beyanda bulunmaya mecbur bırakılmasının, onun ruhsal yapısını olumsuz yönde etkileyeceği–
Noksan temyiz giderlerinin tamamlanması için temyiz eden davalıya çıkarılan muhtırada kullanılan “gönderme” sözcüğü yasal olmadığı gibi verilen 7 günlük sürenin de kesin olduğunun açıklanmamasının HUMK.nun 434/3 ve Yönetmeliğin 34 ve 53. maddesine aykırı olacağı-
Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, delil toplanmadan boşanma konusunda karar verilemeyeceği-
Mahkemece, Yargıtay Özel Dairesi’nin «bozma kararı»na karşı -ay-rıntılı gerekçe gösterilmeden –«Önceki hükümde direnilmesine» deni-lerek direnme kararı verilmeyeceği–
Vekilin vekaletten azledilmesinin, vekilin önceki beyanı geçersiz kılmayacağı–
Deliller ne olursa olsun, hakimin vicdanen kanaat getirmeden bo-şanmaya karar veremeyeceği– (Boşanma davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle; hakime geniş takdir hakkı tanındığı, bu dava-larda hakimin, evlilik birliğinin gerçekten onarılmaz şekilde kökünden sarsılıp sarsılmadığı hakkında bilgi ve kanaat sahibi olmak zorunda olduğu, sağlıklı bir sonuca ulaşılmasının, olayların yeri, zamanı, ne şekil-de oluştuğu, kimin davranışının öncelikli olduğu, karşı tarafın söz ve davranışlarının art niyetsiz bir tepki, bir öfke sonucu olup olmadığının bilinmesine bağlı olduğu-)
Harç ve temyiz defterine kayıt tarihi itibariyle temyiz süresinin geçmiş olması halinde, temyiz isteminin «süre aşımı» nedeniyle reddi gerekeceği–