Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacılara destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan önce sigorta şirketinden ödeme yapıldığı, tazminatın hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldıkları paranın yasal faizi kadar davacıların kazanımının olduğu, zararın ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacılara yapılan sigorta ödemesinin, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, ölüm nedeninin trafik kazası mı, ateşli silah yaralanması mı olduğunun öncelikle belirlenmesi gerektiği, ölüm ile trafik kazası arasında illiyet bağı olmadığı, kusurlu davranışla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisinin olmaması halinde tazminata hükmedilemeyeceği-
Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, desteğin tek taraflı trafik kazasında hayatını yitirdiği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesiyle aracın, davalı sigortacı tarafından teminat altına alındığı, uzman bilirkişinin düzenlemiş olduğu maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında usulsüzlük bulunmadığı-
Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin tazminattan tenzil edildiği, mahkemece ilgili kurum tarafından davacılara bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığının araştırılmadığı, tabi ise herhangi bir rücu davası ya da tahsilatı olup olmadığının araştırılması gerektiği- 5510 sayılı kanun gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, üçüncü kişilerden ancak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı oranında rücu talebinde bulunabileceği, somut olayda davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamının tazminattan tenzil edilmesinin hatalı olduğu- cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu, mahkemece cenaze giderleri yönünden herhangi bir araştırma yapılmadığı, belediyelerin ilgili birimlerinden, müftülükten o yörede ölüm nedeniyle yapılan cenaze ve defin giderlerinin neler olduğunun ve ne kadar masrafla yapılacağı hususunun sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ölüm ve bedensel zarar nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, bozma ilamından önce alınan tek kişilik Adli Tıp Uzmanı raporunda davacının iş gücü kaybının %84 oranında olduğu, bozma kararından sonra alınan raporda ise davacının %100 meslekte kazanma gücü kaybının açıklandığı, buna rağmen birinci kararda hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminatın somut ve haklı nedenleri açıklanmadan 30.000,00 TL olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu- Bozmanın kapsamı dışında kalan kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmeyeceği-
TBK. mad. 55'te destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararların hesaplanırken kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceğinin zarar veya tazminattan indirilemeyeceğinin hüküm altına alındığı; mahkemece, davacılar lehine tazminata hükmedilirken desteğin, ölümü nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin tazminattan tenzil edildiği; ancak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle davacılara gelir bağlandığı bildirilmesine karşın bağlanan gelirin rücu edilmesi için herhangi bir rücu davasının ya da tahsilatın olup olmadığının araştırılmadığı; bu durumda mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığının, bağlanan gelirlerin rücuya tabi ise rücu amacıyla herhangi bir dava açılıp açılmadığının, açılmış ise akıbetinin ne olduğu ve herhangi bir rücu tahsilatı yapılıp yapılmadığı hususunun Sosyal Güvenlik Kurumu'na sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İş kazası sonucu davacının %14 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, olayın meydana gelmesinde kazalı işçinin %30, davalı Genel Müdürlüğün ise %70 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış olup, SGK tarafından bağlanan ilk gelir peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin davalının kusuruna isabet eden kısmı olan %70'lik rücuya kabil kısmının bilirkişi tarafından tazminattan tenzil edilmesi gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, yerel mahkemece davanın tüm istemler yönünden reddedildiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10. maddesinin 3 fıkrasının " Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur" hükmünü ihtiva ettiği, mahkemece reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı yararına 2.160,00 TL nisbi vekalet ücreti ve red edilen manevi tazminat için 1.500,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davalı tarafa toplam 12.640,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu-
İş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine ilişkin davada; manevi tazminat talebini de içeren ıslah dilekçesinin verilmesini takiben başvurma harcının da yatırıldığı; bu duruma göre ıslah talebiyle verilen dilekçenin, bu haliyle, bir ek dava dilekçesi olarak kabulünün gerektiği; hal böyle olunca da manevi tazminat istemi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
İş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine ilişkin davada, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiği; Kanunun 2. maddesine göre "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı”- Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edildiği; kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanması gerektiği- Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla indirim yapılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor