Çocuk ölümünde destek kaybının belirlenmesinde, müteveffa öğrenim görüyorsa 25 yaşın, öğrenim görmüyorsa 18 yaşın dikkate alınacağı, bakiye yaşam süresi tespitinde PMF tablosuna itibar edileceği, bekar olan çocuğun ileride evleneceği, en az iki çocuk sahibi olacağı, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine, yarısını anne ve babaya vereceği, evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra destek paylarının değişeceğinin göz önünde bulundurularak destek paylarının belirlenmesi gerektiği-
Araç sürücüsünün kusuru sonucu ölen kişinin üniversite mezunu olması halinde, asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceği açık olsa da; eğitim aldığı alana göre iş bulma imkanı ve elde edilecek kazanç vs. konusunda gerekli araştırma yapılmadan,bilirkişinin takdiren asgari ücretin 2.5 katı gelir üzerinden belirlediği ücrete göre mahkemece maddi tazminata karar verilmesinin eksik inceleme mahiyetinde olduğu- Desteğin mezun olduğunda yapacağı mesleğe göre elde edebileceği gelirin saptanması için emsal gelir araştırması yapılması ve ilgili meslek odaları, meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği ve emsal gelirinin ne kadar olacağı gibi hususların sorulması gerektiği-
Sekiz yaşında vefat eden desteğin 18 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı, askerlik görevini tamamladıktan sonra 2 yıl içinde evleneceği, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisi, yarısını anne ve babaya ayıracağı, evlendikten sonra birinci ve ikinci çocuğunun doğacağının dikkate alınarak destek paylarının belirlenmesi gerekeceği-
Davacı banka, müşterisi internet bankacılığına tanımlı hesabından sms doğrulama şifresinin doğru girilmesi sonucu bilgisi dışında EFT işleminin gerçekleştirildiği, davacı bankanın güvenlik kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı GSM şirketi ve davalı bayinin müteselsilen sorumluluğuna hükmedildiği, sadece davacı bankanın güvenlik kusurunun bulunup bulunmadığı incelenerek eksik incelemeye dayalı karar verilmesinden dolayı kararın bozulması gerektiği-
Haksız tahrik altında kasten adam öldürmeye ilişkin ceza davasında, davalı, 18 yıl hapis cezasına mahkum olduğundan, tahrik oranının %50 olamayacağı anlaşıldığına göre kusur indiriminin %25 oranında olacağı kabul edilerek, davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın işleniş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı gözetildiğinde, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davacılar arasında, ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, davacıların ayrı ayrı tazminat talep etmiş olmaları da dikkate alınarak kabul edilen tazminat miktarı üzerinden her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiği- Dava dilekçesinde tazminat için faiz talebinde bulunulmadığı, ıslah dilekçesi ile hükmedilecek maddi tazminata faiz uygulanmasının talep edildiği ancak fakat faiz başlangıç tarihinin belirtilmemiş olduğu anlaşıldığından, ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, düzenlenmiş olan bilirkişi raporlarının zararın hesaplaması noktasında birbirleriyle açıkça çeliştiği, öncelikle mahkeme tarafından ehil ve donanımlı bilirkişilerden raporlar arasındaki çelişkiyi giderici başkaca bir rapor alınması gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, üçlü bilirkişi heyeti raporu ile karara esas alınan Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki olduğu, Adli Tıp Kurumu raporunun bu çelişkiyi açıklamadığı, tarafların iddialarını karşılamadığı, isnat edilen kusur yönünden aydınlatıcı nitelikte olmadığı, mahkemece tayin edilecek yeni bilirkişi heyeti tarafından, rapor alınarak davalıların kusur durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, bozmadan sonra "ıslah" ın mümkün olmayacağı, davacıların ıslahtan önceki taleplerinin dikkate alınarak, mahkemece buna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, düzenlenen bilirkişi raporunda, davalıya 2/8 kusur oranı verildiği, olaya tanık olan kişinin savcılık ifadesinde davacının kusur oranının artmasına sebebiyet verecek beyanlarda bulunduğu, savcılık dosyasındaki ifadelerin değerlendirilerek konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği-
Bedensel zarar nedeniyle maddi-manevi tazminat davasında, Adli Tıp Kurumu raporunda kusur oranı %41, ileri tarihli bilirkişi raporunda ise %29 olarak belirtilmiş olup; raporlar arasındaki açık çelişkinin giderilmesi gerektiği-