"Davacının ortağı olduğu şirketten, buna ek olarak danışmanlık ve müzisyenlik işinden de kazanç sağladığının anlaşıldığı, buna göre davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiğinin kabulünün beklenemeyeceği, davacının kaza tarihinden önce yaptığı işler gözetildiğinde asgari ücretten fazla gelir elde ettiğinin açık olduğu ancak bu gelir miktarı net olarak ispatlanamadığından elde edilen gelirin Mahkemece takdir edilmesi ve takdir edilen bu gelir üzerinden hesaplama yapılması gerektiği" gerekçesiyle bozma kararı verilmiş; mahkemece bu hususta hâkimin takdir hakkının olmadığı, davacı tarafından ispatı gereken bir durum olduğu gerekçesiyle direnilmiş olup Özel Dairece de belirtildiği üzere, davacının gelirinin asgari ücretten yüksek olduğunun açık olması nedeniyle üzerinden hesap yapılacak gelirin tespiti amacıyla mahkemenin takdir hakkını kullanması gerektiği- Sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan talep edilecek tazminat alacaklarına temlik yasağı getirildiği, gerekçeli kararın verilmesinden sonra yapılmış ise de mahkemece verilecek ek karar ile anılan temlikin değerlendirilmesi gerektiği, "temliğin gerekçeli karardan sonra yapılmış olması nedeniyle artık mahkemece bir araştırma yapılamayacağı, gerekçeli karardan sonra da olsa yapılan temliğin değerlendirilmesi gerektiği, kararın Özel Daire kararındaki gibi bozulması gerektiği" görüşlerinin kabul görmediği-
Uyuşmazlık, helikopter düşmesi sonucu ölen kişinin desteğinden yoksun kalan davacı tarafından işletenin sigortacısı, işleten ve diğer sorumlular aleyhine açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir...
10. HD. 20.09.2022 T. E: 4010, K: 10879
Davalı polis memurunun kamu görevini yerine getirdiği sırada meydana gelen kaza nedeniyle davalı kamu görevlisinin %100 oranında sakat kaldığı, gelirlerinin azaldığı, istenilen tazminat miktarının ödenmesi hâlinde davalının zor duruma düşeceğinden bahisle %75 oranında yapılan hakkaniyet indiriminin yerinde olup olmadığı-
Somut olayda davalı ambulans şoförü hakkında yapılan takdiri indirimin yerinde olup olmadığı-
Uyuşmazlık; iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli eldeki davada ilk bozma kararı sonrası davacı vekilinin 14.09.2017 ve 17.10.2017 tarihli dilekçeleri ile bordrolara ve bordrolarda yer alan ücretlere itirazının olmadığını beyan ettiği gözetildiğinde ilk bozma kararı öncesi düzenlenen 04.04.2014 tarihli hesap raporu yönünden davalı lehine usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı ve hesaplanan maddi tazminattan Kurum tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalının kusur oranına göre rücuya tabi kısmının mahsup edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır..
TBK.'nun 55. maddesindeki "Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz." ibaresinin hesaplanan tazminatın yalnızca miktar gözetilerek azaltılamayacağını öngörmek suretiyle zarar görenin mülkiyet hakkı kapsamındaki meşru beklentisini koruduğu- Aile içi bakım ve dayanışma nedeniyle bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılmayacağı- Kanun koyucunun tutumunun bedensel zararlar konusunda tarafların yıkımına yol açacak yüksek miktarda tazminat hesaplanmasının dahi hakkaniyet düşüncesiyle indirime konu edilemeyeceği yönünde olduğu- Tazminatın amacının zararın tazmin edilmesini sağlamak olduğu ve hesaplanacak tazminatın azami miktarının gerçek zarar ile sınırlı olduğu-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş kazası sonucu %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybeden davacı sigortalı için hükmedilen maddi tazminat miktarında aile içi bakım dayanışması nedeniyle bakıcı giderinden hakkaniyet indiriminin yapılıp yapılamayacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada; desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri, daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı veriler, "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmış olup, Sosyal Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçildiği, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılmasının esas olduğu, bu durumda; diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, 2020 yılı Aralık ayı itibari ile tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verildiği-
Ana yol üzerinde meydana gelen heyelan nedeniyle oluşan toprak göçüğü sonrasında davalı belediye tarafından ihale yoluyla diğer davalı şirkete verilen istinat duvarı yapımı sırasında çıkan hafriyatın dökülmesi nedeniyle açılan tazminat davasında davacıların; açıkça, davalı Belediye Başkanlığının hizmet kusuruna dayandıkları, davalı belediye yönünden idari yargı görevli olduğundan, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-