Usul hukukumuzda «dahili dava» diye bir kurum olmadığından, davada taraf olmayan bononun diğer keşidecilerinin «dahili davacı» sıfatıyla davaya katılamayacakları ve mahkemece onlar lehine sonuç doğuracak şekilde karar verilemeyeceği–
Senedin «karşılıksız olduğu»nun, senedi ciro yolu ile elinde bulunduran iyiniyetli hâmillere karşı ileri sürülemeyeceği–
Usul hukukunda «dahili dava» diye bir kurum bulunmadığından, lehtar hakkında açılmış olan davaya daha sonra senet hâmilinin «davalı» sıfatıyla dahil edilemeyeceği–
İspat yükünün, davalı-alacaklıya düştüğü:
Geri alma davası sonucunda, haklı çıkan taraf lehine tazminata hükmedilemeyeceği–
Olumsuz tesbit davasının reddi halinde, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle alacaklının alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararının % 40’dan (şimdi %20'den) daha fazla olduğunun ileri sürülmesi halinde, mahkemece alacaklının zararının bilirkişi vasıtasıyla tesbiti gerekeceği–
Senedin hava parası olarak düzenlendiği iddiasının, borçlu ta- rafından yazılı belge ile isbat edilebileceği–.
Çekinin rızası dışında alacaklı -davalı tarafından üzerinden alın-dığını davacı-borçlunun tanık ile isbat edebileceği–
«Çekin keşide tarihinin, anlaşma hilafına, sonradan yazıldığı» iddiasının; yazılı belge ile isbat edilebileceği–
Olumsuz tesbit davası sonucunda, davacı-borçlu lehine verilen ilâmın, ilâm kesinleştikten sonra, icra dairesine götürülerek icranın iadesinin istenebileceği–