Dava açılmasına neden olmayan davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği–
İlâmlı takip sonucunda ödenen para hakkında geri alma davası açılamayacağı–
Borçlu tarafından sunulan ve imzası -alacaklı tarafından- ikrar edilmiş olan makbuzun «güven esasına göre, bedel alınmaksızın veya alınan emre muharrer senetler karşılığı olarak verildiğini» davalı-alacaklının isbat etmesi gerekeceği–
Dava dilekçesinde «davalı» gösterilmeyen üçüncü kişinin daha sonra «dahili dava» yoluyla davaya dahil edilemeyeceği–
Uyuşmazlığın hakem vasıtasıyla çözülebileceği hususunun kesin olarak taraflarca kararlaştırılmamış olması halinde, olumsuz tesbit davasının mahkemede açılması gerekeceği–
Reddedilen tazminat talebinin miktarı üzerinden, karşı taraf yararına -vekili için- avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekeceği–
Yargıtay’ın «bozma kararı»ndan sonra, mahkemenin kendiliğinden, tarafları duruşmaya davet edip, «bozma kararına uyulup uyulmayacağı» hakkında karar vermesi gerekeceği–
Davacı-borçlunun «borcunu kısmen nakit ve kısmen de mobilya yaparak ödediğini» ileri sürmesi, davalı-alacaklının ise «yapılan mobilyaların hediye olarak verildiğini» savunması halinde, isbat yükünün davalıya düşeceği–
Bono metninin her iki tarafça da tâlil edilmiş daha doğrusu; her iki tarafın da, bononun düzenleme nedeni (ihdas sebebine) aykırı beyan-da (açıklamada) bulunmuş olması halinde, isbat yükünün yer değiştirmeyeceği (yani; davacıda bulunacağı)–