Davacı, davalı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını iddia etmiş, davalı ise davacıdan haricen araç satın alıp, bedelini ödediğini ayrıca hurda halindeki aracı tamir ettirdiğini ancak aracın geri alındığını savunarak ödediği bedel ile tamir giderini davacıdan tahsili için icra takibine giriştiğini bildirmiştir bu sebeple ispat külfetinin davalıda olacağı-
Çeke karşı açılan menfi tespit davasında çekin keşide yerinin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu-
Uyuşmazlığın, işçi işveren ilişkisi nedeni ile verildiği iddia edilen bonodan kaynaklandığı hallerde, mahkemece davanın iş hukuku hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılması gerektiğinden iş mahkemesinin görevine girdiğinin gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu senetlerin ihdas nedeni bölümünde “malen” yazılı olduğu durumlarda, davalının bu senetlerin davacıya emaneten verdiği para karşılığında kendisine verildiği savunmuş ve böylece ihdas nedenini talil etmiş ise, mahkemece ispat külfetinin davalıda bulunduğunun gözetilmesinin gerekeceği-
Menfi tespit davası reddolunan borçlunun İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmesi için, bu dava sırasında bir ihtiyati tedbir kararı alınması ve bu kararın infazı nedeniyle davalının alacağına kavuşmasının geciktirilmiş bulunmasının gerekeceği-
Davacı ihdas nedeni bölümünde “malen” yazılı olan bononun teminat amacıyla verildiği iddia etmiş ise bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlamasının gerekeceği-
Alacaklı vekilinin teminat mektubunun haczi ile karar kesinleştiğinde paraya çevrilerek dosyalarına ödenmesini istemesi tamamıyla İİK'nun 72/4.maddesinde mütalaa edileceğinden borçlunun menfi tespit davasının reddi nedeniyle hükmedilen %40 icra inkar tazminatı için paraya çevirme talebi varmış gibi şikayete gelmesinin yerinde olmadığı-
Davacının, kaçak su kullanıldığı iddiasıyla düzenlenen tutanakların iptalini talep ettiği, “çoğun içinde azı da bulunduğu”ndan, tutanakların iptali isteminin aynı zamanda “tahakkuk ettirilen kadar borçlu olunmadığının tespiti” istemini de içerdiği, bu nedenle davacı isteminin reddine karar verilebilmesi için her tutanak yönünden istenebilecek su bedelinin hesaplanmasının ve tahakkuk ettirilen bedellerin doğru olduğunun belirlenmesi gerekeceği-
HUMK.’ nun 290. maddesi uyarınca, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler yasada öngörülen miktardan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz ise de; aynı yasanın 293. maddesinde bu kuralın istisnaları hükme bağlanmıştır. HUMK.’ nun 293/5. maddesine göre akitlerde hata, hile, gabin, cebir ve ikrah vukuunda şahit ikame olunabilir. BK.’ nun 30. maddesinde ise, ikrahın koşulları düzenlenmiştir. Mahkemece anılan yasa hükümleri ve davacının ileri sürdüğü vakıaların niteliği gözetilip tartışılarak, somut olay bakımından tanık dinlenip dinlenmeyeceği üzerinde durulup irdelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde yeterince tartışılıp durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-