361. madde hükmünün, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hüküm olduğu, buna göre, icra dairelerinin, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlü oldukları-
Borçlu tarafından açılan olumsuz tespit davasına karşı davalı konumundaki alacaklının "borçludan alacaklı olduğunu" def'i yoluyla ileri sürülmesi halinde, borçlunun açtığı olumsuz tespit davasının zamanaşımını keseceği; borçlu tarafından açılan olumsuz tespit davasında alacaklının taraf olmaması ve davaya da müdahale talebinde bulunmamış olması halinde açılmış olan menfi tespit davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
İİK.nun 89/III. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesinin kesinleştiği tarihten itibaren 15 gün içinde menfi tespit davası açılabileceği-
Takibe itiraz ederek durduran borçlunun takip konusu alacak nedeniyle borçlu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı, ancak alacaklının itirazın kaldırılması yoluna gitmesi halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olacağı-
Menfi tespit davası açılmadan önce girişilen bir icra takibi mevcut değilse yetkili mahkemenin genel yetki kuralları çerçevesinde belirlenmesi gerektiği-
Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği ve menfi tespit davasının, tasarrufun iptâli davasından sonra açıldığı durumlarda, menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılamayacağı - Bankacılık Kanunu'nda -5411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesi uyarınca- TMSF tarafından açılan tasarrufun iptâli davalarında aciz belgesi aranması şartının ortadan kaldırılmış olduğu–
Davadan önce girişilen bir icra takibi bulunmadığında, yetkili mahkemenin genel yetki kurallarına göre belirlenmesi gerektiği-
Ekonomik kriz döneminde bankacılık faaliyetlerini sürdürebilmek için yüksek oranda faiz uygulamak zorunda kalan bankanın -maddi ve manevi koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle- müzayaka halinde bulunduğunun kabul edilerek bankanın müşterisinin uyguladığı faiz oranının faiş ve ahlaka uygun olmayan bir oran olduğu kabul edilerek müşterisinin bu oranda kendisine faiz ödenmesini istemesinin MK.'nun 2. maddesine aykırı olacağı-
Davacıların icra takibi borçlusundan takibe dayanak ilamın konusu yayının yapıldığı "…" gazetesini yayın tarihinden sonra devralmaları onların gazetenin önceki borçlarından sorumluluklarını kaldırmayacağı; aksine önceki imtiyaz sahibi ile birlikte müşterek müteselsil sorumluluklarını gerektireceği-