Davanın devamı sırasında, taraflardan birinin ölümü durumunda, mahkemece mirasçılarına duruşma günü bildirilip taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Dava açıldıktan sonra davaya esas olan borç, icra dosyasına ödendiği durumda davaya istirdat davası olarak devam edileceği-
Çeke karşı açılan menfi tespit davasının, çekin hamili,cirantası veya lehdarı aleyhine açılması gerektiği-
Kart hamilinin tüketici olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında kanun hükümleri uygulanacağı-
Ceza mahkemesinde verdiği ifade de bonoyu vadeden sonra devraldığına ilişkin beyanı davalıyı bağlamakta olup,vadeden sonra yapılan devrin alacağın temliki hükümlerine göre yapılması gerektiği-
Uyuşmazlık; davacının işyerindeki ticarethane aboneliğiyle ilgilidir. Bu durumda davacının 4077 sayılı yasanın 3/e maddesinde tanımı yapılan tüketici kapsamına dâhil edilemeyeceğinden, davanın genel mahkeme sıfatıyla görülmesi gerekirken yazılı şekilde “tüketici mahkemesi” sıfatıyla görülmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Henüz icra takibine başlanmadan önce de menfi tespit davası açılabileceği, davalı banka mahkemeye göndermiş olduğu yazıda “kredi kartı üyelik sözleşmesinin kefili olan davacının borcu olduğunu” bildirdiğine göre, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu-
Taşınmazın aynına ilişkin bulunan ihtilaflar dışında davanın, davalının ikametgahı, işin ifa mahalli veya sözleşmede yetkili mahkeme gösterilmiş ise, bu mahkemelerden herhangi birisinde açılabileceği, ayrıca İİK.nun 72. maddesine dayanılarak açılacak davaların icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de ikame olunabilmesi gerekeceği-
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, davayı açanın hukuki yararının bulunması gerekeceği-
Dava konusu bonoların ihdas nedeni hanesinde “nakden” ibaresinin bulunduğu, davalının, bononun borç para karşılığında düzenlendiğini savunduğu, davacının ise, karşılıksız olduğunu iddia ettiğini, bonoların kooperatifi temsile yetkili çift imzayı ihtiva ettiğinin ihtilafsız olduğu durumunda, bononun bedelsiz olduğunu iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını HUMK’nun 290.maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlamakla yükümlü olduğu, yazılı delil sunulmaması halinde ise, dava dilekçesinde “her türlü delil” denilerek yemin deliline de dayanılmış olduğundan, davacının davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-