«Kısa karar» ile «gerekçeli karar» arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilemeyeceği–
«Senedin boş olarak verildiğini ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, teminat senedi olduğunu» davacı borçlunun yasal delillerle kanıtlaması gerekeceği–
Davalı tarafın, davanın açılmasına yasaya aykırı olarak gönderdiği 2. (şimdi 3.) haciz ihbarnamesiyle neden olması halinde, davalının avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekeceği–
Senet metninden kaynaklanan sahtelik iddiasının «mutlak def'i» olarak herkese (her hamile) karşı ileri sürülebileceği–
Davacı şirketin malvarlığının senette yazılı miktar kadar borçlanmaya, davalının da mali ve sosyal durumunun bu miktar borç para vermeye müsait olmadığının anlaşılması halinde, dava konusu senetlerden dolayı davacının borçlu bulunmadığının tesbitine karar verilmesi gerekeceği–
Davalı alacaklının «nakden» kaydını taşıyan senedin «davacıdan teminat olarak alındığını» açıklaması halinde, senedi tâlil etmiş sayılacağı ve bu savunmasını ispat etmesi gerekeceği-
BK. 53 (şimdi; TBK. mad. 74) uyarınca ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından, ceza mahkemesindeki davanın olumsuz tespit davasını etkileyeceği durumlarda, ceza mahkemesindeki davanın sonucunun (verilecek kararın kesinleşmesinin) beklenmesi gerekeceği–
Olumsuz tesbit davası sonucunda, lehine karar verilen ve vekili bulunan taraf için, nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Düzenlenen sipariş fişi ve davacıdan alınan çekler (bonolar) karşılığı malların davacıya gönderilip teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün davalıya düştüğü–
Husumetin, yargılamanın her aşamasında doğrudan doğruya dikkate alınabileceği–