Olumsuz (menfi) tesbit davalarının kabul veya reddine ilişkin kararların kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Olumsuz tesbit davasının -İİK. mad. 72/VI uyarınca geri alma davasına dönüşmesi soncunda verilen ilamların, kesinleşmedikçe takip konusu yapılamayacağı–
Olumsuz tespit davasında ileri sürülen iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, borçlunun aleyhine itirazın iptali davası açıldıktan sonra, olumsuz tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı–
Keşideci (borçlu) tarafından üçüncü kişilere ciro edilmiş senetlerin lehtarına karşı açılan olumsuz tesbit davası sonucunda, davacının haklı görülmesi halinde «davacının davalı lehtara borçlu bulunmadığının tesbitine» karar verilmekle yetinilmesi gerekeceği, bu durumda ayrıca «dava konusu senetlerin iptaline» karar verilemeyeceği–
Hâmilin kötüniyetli (bile bile borçlunun zararına hareket etmiş) olduğunun tanık dahil her türlü delille isbat edilebileceği–
«Komisyon ücretinden dolayı» verildiği anlaşılan bononun taşınmaz alım satımının gerçekleşmemesi halinde keşideciye iadesi gerekeceği–
Olumsuz tespit davasının fon aleyhine sonuçlanması halinde -4389 sayılı Bankalar Kanununun 15/IX-b uyarınca- İİK’da yazılı tazminatların fon hakkında uygulanamayacağı–
Keşidecinin lehtar ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiye dayanan defileri, hamile karşı ileri sürebilmesi için, hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun, keşideci tarafından ispat edilmesi gerekeceği–
«Çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini» istemiş olan davacı borçlunun, bu iddiasını -HUMK. 290 (şimdi; HMK. 201) çerçevesinde- ispat etmesi gerekeceği–
Davalı/satıcı ayıplı mal tesliminden dolayı sorumlu olduğundan uyuşmazlık satım sözleşmesiyle ilgili olup, davacının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde de menfi tespit ve istirdat davası açabileceği-