4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesi hükmü uyarınca ölümle şahsiyet son bulduğu halde mahkemece, dosyada bulunan mirasbırakan .........’ya ait veraset ilamına göre mirasçılar adına payları oranında tescil hükmü kurulması gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı, ne var ki, bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Davalı müteveffa ............... tarihinde vefat etmiş olup, mirasın tüm mirasçıları tarafından kayıtsız şartsız reddedildiği, .........Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile bu husus tespit ve tescil edildiğinden, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin sürecin beklenilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Dosyanın incelenmesinde davalılardan ...............’nun yargılama sırasında vefat ettiği, mahkemece verilen ilk kararın Yargıtay ............. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Yargıtay bozma ilamının, duruşma günü ve gerekçeli kararın anılan davalının ölümü ile vekalet görevi sona eren yargılama sırasındaki vekiline tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, şu durumda, mahkemece davalılardan ..................’nun mirasçılarının usule uygun şekilde davadan haberdar edilmeleri ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, ilgili usul hükümleri dikkate alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Dosyada mevcut veraset ilamına göre davalının dava açılmadan önce öldüğü, bu şekilde taraf ehliyetinin bulunmadığı ve aleyhine dava açılamayacağı anlaşıldığından, hakkındaki davanın reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının davanın açıldığı tarihten sonra (dosya içinde bulunan veraset belgesine göre) öldüğü anlaşıldığından, ölenin mirasçılarına karşı davaya devam edilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla davalının mirasçılarına usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak mirasçıların savunma ve delilleri toplanıp incelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi isteminde bulunan şikayetçi borçlunun istinaf yargılaması aşamasında vefat ettiği, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilmeden, ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu görüldüğünden, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve ölü kişi hakkında hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Birleşen dosya davalısı karar tarihinden önce çıkarılan nüfus kaydına göre ............. tarihinde- vefat etmiş olup, kendisine Tebligat kanunu 21/2 maddesine göre tebligat yapılmış, mirasçıları davada yer almamış taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesis edilmiş olduğu görüldüğünden, mahkemece, anılan davalının dosya içerisine alınmış nüfus kaydına göre mirasçılarının hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanmaması amacıyla birleştirilen davada davalı sıfatıyla yer almalarının sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebileceği- Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekeceği- TMK'nın 28. maddesine göre, ölüm ile kişilik son bulur; ölü bir kişi herhangi bir hakkın süjesi olamayacağına göre, onun açmış olduğu davaya devam edilemeyeceği-
Dosyanın incelenmesinde davalılardan ............’in karar tarihinden sonra vefat ettiği anlaşılmakla, davalı .............. mirasçılarının usule uygun şekilde davadan haberdar edilmeleri ve kendilerine taraf teşkilinin sağlanması hususunda süre verilmesi gerekeceği-
Davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesinin mümkün olması gerekeceği, şu durumda, mahkemece HMK'nın 124. maddesinin şartlarının mevcut olup olmadığı tartışılıp şartların mevcut olması durumunda taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Davaya konu isteğin, malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların mal varlığını etkilediği, ayrıca ölenin mirasçılarının davaya dahil edilmemeleri HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da zedelediğinden, mahkemece, mirası reddetmeyen, mecburi dava arkadaşları olan, davalı ........... mirasçılarının usule uygun şekilde davaya dahil edilmeleri gerekirken, bu kurala uyulmaksızın, diğer bir deyişle usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
